Topic-icon Romatoloji Kongresi Deneyimi (ACR) - Chicago - Paylaşan - "zebir"

12 years 4 months ago #1 by USMER
Sayin Üyemiz 'zebir'

Paylaşımınız için teşekkürler. Tebrik ederiz, paylaşımınız USMER DENEYİM BANKASINA girmeye hak kazanmıştır. Paylaşımınızın içeriği incelenmiştir. İçeriğin, detayların ve kelime sayısının dikkate alınması sonucunda 1,5 deneyim karşılığı olan 135 USMER puanı üyelik hesabınıza eklenmiştir.

Sevgi ve saygıyla,

USMLE STRATEJi MERKEZİ

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 4 months ago #2 by kerim
ben de bati yakasini cok merak ediyorum . merakimi gidermek icinse fazla beklemiycem. haftaya californiaya gittikten sonra gozlemlerimi ve sehir kiyaslamalarimi da paylasirim

Dr.Kerim Karaoğlu
The following user(s) said Thank You: umc, zebir, tulane

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 4 months ago #3 by zebir
Evet tabiki lafın gelişi abartı. :laugh: Yaşanabilirlik açısından açıkçası Batı Amerikayı da merak ediyorum.Açıkçası şehrin sessiz sakinliği,biraz kendi halinde oluşu benim canımı sıktı.Belirli bir süre sonra arkadaş grubu olur ya da işinde gücünde oldukça yoğun bir şekilde çalışıyorsundur, belki o zaman o sakinliği sevebilirsin ama turistik olarak gelmiş isen,daha İstanbul gibi bir yer arıyor insan,ne yapayım elimde değil,alışmışım. :laugh:

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 4 months ago #4 by kerim
Öncelikle bu güzel paylaşım için teşekkürler.

Chicago'nun benim için de anlamı farklıdır. Ben de ilk kez ABD de Chicago'ya gelmiştim. Ve şehri çok güzel bulmuştum. Daha sonradan farklı bölgeleri gördükten sonra da şehrin kıymetini daha iyi anladım. Chicago'yu ABD deki diğer şehirlerle kıyaslamak isterseniz, tabi ki kendi klasmanında olan büyük şehirlerle kıyaslamanız gerekir. Chicago'nun avantajı ise tarihsel şanssızlığını artı değere dönüştürmeyi başarabilmesidir.
Şöyle ki, 1871 yılında çıkan yangında Chicago'nun büyük bölümü yanarak kül olur. Yangın sonrası şehir tekrardan yapılırken, çok seçkin mimarların ve şehir planlayıcıların gayretleriyle çok düzenli bir şehir meydana getirilir. Bu dönemde yeni binalar yapılırken aynı zamanda Chicago'nun merkezi kent alanında ahşap bina yasağı da getirilmiştir. Belki tarihi anlamda şehir size fazla şeyler sunmaz fakat bir çok büyük şehire göre yaşanabilirlik açısından daha iyidir denilebilir. Ayrıca kentin sanatsal ve kültürel yanı da oldukça zengindir.
Kentin simgesel yapısı ve en yüksek binası 108 katlı Sears Tower'dır.(100-150 katlı binalar kısmen abartılı sayılabilir :))

Dr.Kerim Karaoğlu
The following user(s) said Thank You: zebir

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 4 months ago #5 by tulane
Ben de bu noktada şunu söylemek isterim k; gittiğiniz kongrede birşey sunduğunuz taktirde bazı tıp fakülteleri masraflarınızı karşılıyor, yurtdışında bir kongre olsa bile. O yüzden okulunuzun böyle bir olanağı olup olmadığını sormak, gitmeden kongrenin içeriğine uygun sunum hazırlanabiliyorsa hazırlayıp gitmek hem sizin için çok farklı bir deneyim, CV'nize ekleyebileceğiniz bir aktivite hem de maddi olarak bir destek olur :)

Didem Uzunaslan
The following user(s) said Thank You: pazure, zebir

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 4 months ago #6 by umc
Fotoğraflar nerde? :)

Dr Ulaş Mehmet Çamsarı

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 4 months ago - 12 years 4 months ago #7 by zebir
Merhaba arkadaşlar..

4-9 2011 tarihleri arasında düzenlenen Annual meeting of American College of Rheumatology kongresine katılma fırsatı buldum.Hem ABD'de İç Hastalıkları ihtisasının ardından yan dal olarak yapmak istediğim romatoloji hakkında daha kapsamlı incelemelerde bulunmak,ABD'de bu tip toplantıların nasıl düzenlendiğini tespit etmek, (Türkiye'de bu tip organizasyonlarda birçok kere bulunduğum için ABD'de nasıl yapıldığını da merak ediyordum)hem de daha önceden hiç yurt dışına çıkmamış birisi olarak prosedürel işlemleri öğrenmek,nasıl gidilir,yer nasıl ayarlanır,orada hayat nasıldır..vb gibi konulara bir giriş yapmak,genel bir izlenim oluşturmak için oldukça faydalı olduğunu söyleyebilirim.Çoğunlukla New York,Texas,Cleveland gibi meşhur hastanelerin bulunduğu mevkilere staj,gözlemcilik gibi amaçlarla giden arkadaşların anlattıklarından farklı olarak Chicago zannediyorum daha önceden forumda konu edilmemişti,bu nedenle ülkenin başka bir bölgesinde geçirdiğim belirli bir süreyi de buradan sizlerle paylaşmak istedim.En başından itibaren detaylarıyla aktarmaya çalışacağım ki ilgilenen arkadaşlara fikir verebilsin.

Öncelikle kongreye katılım için herhangi bir ücret ödemek durumunda değildim.Türkiye'deki kongreler ya da bilimsel etkinliklerin tamamen aksine olarak,kongrede trainee/student statüleri vardı(Neredeyse tüm yurtdışı bilimsel toplantılarının duyurularında bunu görüyorum.Halbuki Türkiye'de öğrenciler için böyle bir durum ne yazık ki yok ya da çok nadir olarak bazı kongrelerde var.Hocalara sürekli mail atıp hocam katılabilir miyim demek durumundayız.Onun ötesinde ben; tüm masrafları- kayıt,konaklama,ulaşım - kendim karşılayacağımı söylememe rağmen,kimseden beş kuruş yardım istememiş olmama rağmen yıllık bölgesel romatoloji kongresine " Öğrencilerin katılımı uygun değildir " denerek kabul edilmemişliğimi de biliyorum,Türkiye'de bu işler ne yazık ki böyle.Hocalık vasıfları Türkiye'de bu şekil kullanılabiliyor.) Neyse; okulumdan öğrenci belgemi ingilizce olarak çıkartıp mühürletip,American College of Rheumatology (ACR) kongre katılım belgesi ile birlikte belirtilen mail adresine gönderdim ve öğrenci olduğumu kanıtlamış oldum.Kongrenin para verdiğim tek bölümü,kendi insiyatifim dahilinde olan "Meet the professor" toplantılarından bir tanesine katıldığım bölümüydü,onun haricinde herhangi bir para vermedim.
Öncelikle bu kayıt işlerini hallettikten sonra,tabi pasaport çıkarttım,vize aldım.Sağolsun vize memuru 10 yıllık vizeyi verdi.Ancak pek tabi vizeyi alacağım garanti olmadığı için uçak biletini alamadım hemen.
Vize randevularında da özellikle konsolosluktan belirtmişlerdi herhangi bir seyahat planınızı içeren döküman getirmeyiniz,olumsuz etkisi olabilir diye.O nedenle ben de herhangi bir girişimde bulunmadım.Bu işlemleri ağustos ortası gibi halletmeye uğraşıyordum.Kongreye kayıdı o dönemde yaptırdım, pasaportumu aldım ancak araya girecek olan ramazan bayramı neticesinde vize randevusunu 27 eylül tarihine verdiler.Öyle bir durumda elim kolum bağlanmış oldu çünkü uçak biletini,tarih yakınlaştığı için daha pahalıya alma gibi bir durum söz konusu olacaktı.Bu durumun önüne geçmek için uçak bileti ayırtmayı denedim ancak 3 gün ertelendi.Yani 20 ağustosta ayırttırıyorsun,23 ağustosta bitiyor ve fiyatı da sabit tutamıyorlar.O halde ayırtmanın da bir manası kalmamış oluyordu.Neyse booking.com'dan otel bakmaya başladım.Kongrenin düzenleneceği merkeze en yakın yerlerden bakmaya çalıştım yer bulma konusunda herhangi bir zorluk çekmemek için.Ne yazık ki hotels.com'dan istediğim verimi çok alamadım çünkü otel şartlarını,paranın hemen verilip verilmeyeceğini ve benzeri bir takım konuları iyi açıkladıklarını düşünmüyorum.Ayrıca bana vizenin çıkmaması durumunda da rezervasyonu iptal etmem gerekecekti,bu konuda da hotels.com'dan yeterli bilgiyi alamadım.booking.com gayet açıklayıcıydı ve rezervasyonunun başlayacağı tarihten bir gün öncesine kadar herhangi bir ücret ödemeden iptal edebilme gibi bir avantajı vardı.Belki hotels.com'da da vardır bilmiyorum ama ben bulamadım.Bu şekilde otel rezervasyonunu yaptırdım ve vize gününün gelmesini bekledim.
Eylül ayının 27'sinde vize görüşmelerini yaptım ve vizemi aldım.Hemen uçak biletleri bakmaya başladım.Tabi kongre tarihleri bayram günlerine denk geldiğinden dolayı ucuza bulmak neredeyse imkansız gibiydi.Aktarmalı uçuşları expedia'dan taradım ancak 2-3 aktarmalar vardı,bir tanesini Avrupa'da diğerlerini ABD'de yapabileceğim çok uçuş vardı ancak o zaman da yolculuk neredeyse bir güne kadar uzuyordu.
Öncelikle otel rezervasyonunu 4-9 kasım arası yaptırmıştım.Tabi duyduğuma göre cuma gününe denk gelmesi uçuşu pahalılaştırıyormuş seyahatler artacağı için.4 kasım da cuma gününe denk geliyordu.4-9 kasım haliyle THY aktarmasız 3000 Tl kadardı.Tabi pahalı gelince diğer günleri araştırdım, 3-10 kasım arasına baktığımda ise gidiş-dönüş 2000 Tl oluyordu.Otelde ise 2 gece fazla geçirmek 150 Tl'ye mal olacaktı.Kar-zarar açısından karşılıştırılamazdı bile böyle bir durum.Hemen booking.com'a tekrar girip rezervasyonumun süresini değiştirip 3-10 kasım yaptım.THY'den de aktarmasız uçuş 3-10 kasım arası aldım.

Chicago'nun 2 tane havaalanı var.Birincisi ve uluslararası hava taşımacılığı yapan O'Hare havaalanı, diğer ise Midway havaalanı.Ben uçak biletini O'hare havalimanında inecek şekilde almıştım.
Neyse,3 Kasım günü geldi,sabah Atatürk havalimanına gittim.Önce check-in,bavul teslimatı;sonrasında pasaport kontrolü ve saat sabah 11'de uçağımız hareket etti.Yolculuk güzeldi,yemek falan da verdiler 2 öğün :laugh: :laugh: Ortalama on bir saat sürdü gidişim.Tabi 7 saat zaman farkı olduğu için ben Chicago'ya vardığımda saat 16 idi.Hatta her kasımın galiba birinci haftasının pazar sabahında saatler bir saat geriye alınıyormuş,fark 8 saate çıktı ben geldikten sonra :cheer: Uçaktan inince zaten başka bir yere gidemeden direkt pasaport-vize kontrolüne gidiyorsun.Yaklaşık 10 tane kabin var,bir kısmı ABD vatandaşları için ayrılıyor,onlar pek sıra beklemeden ülkeye giriyorlar.ABD vatandaşı olmayanlar ise kabinlerin önünde sıraya giriyor.Öncelikle sıraya girmeden bir görevli pasaportunu ve vizeni ilk etapta hemen kontrol ediyor ve seni uygun gördüğü,daha az yoğunlukta olan kabine yönlendiriyor.Benim sıram geldiği zaman da kabindeki görevlinin olduğu yere gittim.Pasaportumu ve vizemi yeniden kontrol etti.Aslında ben başlangıçta biraz endişeliydim,sınırda sorun çıkabilir,görevli isterse seni içeri almaz gibi cümlelerle gaza gelmiş,söyleyeceğim cevapları kafamda toparlamıştım.Ancak görevli pek bir şey sormadı.Neden geldin,ne kadar kalacaksın,Chicago'nun neresine gidiyorsun,hangi otelde kalacaksın,daha önceden hiç geldin mi Chicago'ya,başka ülkelere hiç gittin mi,mesleğin ne..vb gibi bazı rutin olduğunu düşündüğüm soruları sordu ve hoşgeldin diyerek beni ülkeye kabul etti ;) Oradan geçtikten sonra da bavul bölümüne gidip bavulumu aldım ve havaalanından çıkıp bir sigara yaktım.Hava oldukça soğuktu.Zaten Chicago'da bulunduğum süre içerisinde öğrendiğim kadarıyla da,ziyaret için en güzel ayların sonuncusu ekimmiş.Kasımla birlikte havalar hızla soğumaya başlarmış.Eh ben de buna birebir tanık oldum diyebilirim. :cheer: South Michigan 11th caddesinde yer alan Best Western Grant Park otelinde kalacaktım.Taksiye arkadaşımla birlikte bindik,bizi oraya götürmesini söyledik.Taksici de pek konuşkan çıktı,Brezilyalıydı.Takside baya bir muhabbet ettik.Chicago'nun nüfusu ortalama 2,5-3 milyon kadar.Merkezi olarak da Downtown denilen bölgeyi söylüyorlar ki Downtown bölgesi de south loop,north loop gibi bölümlere ayrılıyor.Chicago korkunç bir ticaret merkezi.Şehre gitgide yaklaşınca 100-150 katlı dev gökdelenler bir anda etrafını sarıveriyor.Taksici trafikten baya bir bıkmıştı,biz de ona yolunun İstanbul'a düşmemesini umduğumuzu belirttik :laugh: Yollar gayet güzel,trafikte korna çalmıyor,arabaların camlarından uzanana kollar bacaklar görmüyorsun,biraz yadırgadık tabi :laugh: :laugh: Neyse saat 5 gibi otele vardık.Kaldığımız otel south loop bölgesinde,downtown'daydı.O'Hare havalimanıyla arası 15 mil kadardı,trafikle de orantılı olarak biraz artış gösterdi ve 45 dolar ücret ödedik.Taksiler genel olarak güzeldi,denk geldiğimiz taksiciler ilgililerdi.Bir de taksilerde ekstra diye bir olay var.Eğer tek kişi biniyorsan 1,2 kişi biniyorsan 2 dolar ekstra açılıyor esas fiyatın yanında.Bagajları da adetine göre ekstradan sayıyorlar.En sonunda net yol ücretinin üzerine ekstra fiyatı da ekliyorlar.Sanırım ekledikleri bu ekstra dediğim ücret,bahşiş diye geçiyor.Yeri gelmişken ulaşıma değineyim hemen,gayet güzel.CTA adında otobüsler var,İstanbul'daki,Ankara'daki belediye otobüslerinden farklı değiller.Otobüse binmeden önce de özellikle dikkat ettim acaba sadece varoş kesim mi biniyor diye.Öyle bir şey yok.İnsanlar günün her saati rahatlıkla CTA adı verilen beyaz renkli otobüslere biniyorlar.Metro ulaşımı da mevcut tabi.Metro durakları arasında çok fazla mesafe yok ve merkezin işlek bölgelerine değinerek O'Hare havaalanına kadar gidiyor.Hatta zannediyorum daha da uzağa gidiyor ama ben O'Hare'e kadar olanını gördüm sadece :cheer:
Neyse otele giriş yaptık,odaya çıktık.Normal bir otel odasıydı.Çarşafları temizdi,kaldığımız sürece de sıcak suyu hep vardı.Ancak sigara içilmeyen odaydı.Odanın bir tane penceresi var ama sigara içilmeyen oda olduğu için o pencereyi kilitlemişler ve her gün odayı toparlamak için giren müstahdemler pencereyi ne yazık ki açmıyorlar,havanın kokusunu değiştiren bir sprey sıkıyorlar ancak açıkçası ben oldukça rahatsız oldum çünkü o sprey hiçbir işe yaramıyor, odanın temiz hava almaması çok kötüydü.Sigara içmeseniz bile bence sigara içilen bir oda tutun,en azından pencereyi açıp hava alabilirsiniz.
Geldiğimiz akşam otele yelreştikten sonra hemen dışarıya çıktık gezmek,yemek yemek için.Chicago'nun " esas oğlanı " North Michigan Ave. Bizim kaldığımız South Michigan Ave.den yaklaşık 2 km uzaklıkta.Ve south Michigan Ave. ile North Michigan Ave. arasından,ayrım bölümü olarak nehir geçiyor.Türkiye konsolosluğu da,yeri gelmişken belirteyim North michigan Ave.de.Bu ayrım noktasındaki nehrin olduğu bölgede de devasa bir Marliyn Monroe heykeli var,etekleri uçuşurken çektirdiği meşhur pozu şeklinde yapılandırılmış.Herkes altında fotoğraf çektiriyor,ben de çektirdim tabi. :laugh: :laugh: North Michigan Ave.de bir sürü alışveriş merkezi var,restoranlar var..vb.İnsanlar orada akın akın geziniyorlar.Işıklandırması,yolları bana hep Nişantaşı'nı anımsattı,ancak yollar dar değil tabi,oldukça geniş.Noodles diye bir restorana girdik oturduk,yemek yedik.Sonra otele döndük ve o gün öyle bitmiş oldu.Hayat saat 5,5-6 gibi başlıyor Chicago'da.İnsanlar daha gün ağarmadan arabalarla,otobüslerle işe gidiyorlar,bir kısmı köpeklerini gezdiriyor,bir kısmı koşu yapıyor.4 kasımda ACR kongresinin düzenleneceği McCormick Convention Center'a gittik.Kompleks bir yer.Bana,sanki orası caddeleriyle,yollarıyla,insanlarıyla,herşeyiyle convention center'a göre dizayn edilmiş gibi geldi.Herşey çok güzel organize edilmişti.Yönlendirme tabelaları,bir o kadar da önlerine " Ask Me " tabelası asmış,masalarda oturan görevliler; insanlara gidecekleri yer,kat,salon hakkında bilgi veriyorlardı.Kayıt için, kongre tarihinden yaklaşık bir hafta kadar önce mail adresime gelen ve yazıcıdan çıkartmama gereken kongre kabul kağıdını görevliye verdim,üzerindeki barkodu okutuyor bilgisayara,kişinin hangi organizasyonlara kayıt yaptırdığı çıkıyor ve kişiye özel hazırlanmış,içerisinde katılacağı toplantıların dökümanlarını içeren çanta,bin sayfaya yakın "Abstract Book"..vb materyaller veriliyor.
ACR 2011 yıllık toplantısı bu sene yaklaşık 14 bin kişiyi ağırlamış resmi istatistiklere göre ve herkesin mailine geri bildirim formu geliyor.Neler eksikti,neler yapılabilirdi diye.Tabi konu romatoloji olunca devasa bir ilaç sektörü de işin içinde.Oldukça büyük bir fuar alanı 4-5 kasım günü sunucular tarafından kuruldu,biz ziyaretçiler 6 kasımdan itibaren gezilmeye başlandı.Romatoloji hakkında isim yapmış bütün dergilerin,kitapevlerinin tanıtımları,pek yakında çıkacak kitapların numuneleri,son teknoloji olduğu iddia edilen bir takım aletler,2011 ve 2012'de düzenlenecek kongrelerin tanıtımları fuar alanında mevcuttu.Önemli bir nokta daha belirtmek istiyorum buradan,saatlerinde yanılmıyorsam öğleden sonra 1-3 arası kariyer danışmanlık alanları hizmet veriyordu hem öğrencilere hem de doktorlara,akademisyenlere.
bilimsel toplantılara katılım çok yüksekti ve romatolojinin çeşitli dallarında,çok sayıda yeni gelişmeler,çalışmalar sunuldu.Tabi örneğin bir seansa katılımın yaklaşık 3-5 kişi olduğunu kabul edersek,sunumun yapıldığı salonu,ses sistemini,görüntüleme sistemini bir düşünmek gerekir.Teknoloji ciddi anlamda kullanılmış.Sözün özü ciddi yatırımlar yapılmış.6 gün süren bir kongre.Dünyanın her yanından gelmiş hekimler ve güzel,özenilmiş bir organizasyon.Gönül isterdi ki benzeri kongreler türkiye'de de yapılabilsin.Kapsam açısından belki çok değerli kongreler düzenleniyor Türkiye'de ancak cazibesi daha zayıf.Organizasyonlar çok yeterli olmayabiliyor.Umarım bir gün o eksiklikleri de ortadan kaldırılabilir.
Cumartesi akşamı,Field Museum'da açılış töreni gerçekleştirildi.Çok güzel bir müze.Canlıları var oluşularından itibaren aşama aşama demonstre ediyorlar.Yolunuz düşerse muhakkak görmelisiniz orayı,South Loop'da.
Tabi yurtdışına ilk kez çıkmak bir yana,aynı zamanda USMLE yolunda da olduğum için ABD hakkında gene bir gözlem yapma imkanında da bulundum.Elbette eyaletten eyalete,şehirden şehre değişecek özelliklerdir ancak Chicago için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki düzenli yaşamı benimsemiş olan bir yer.Biz İstanbul'un gürültüsüne,karmaşasına alışmış olan kişiler için biraz fazla,hatta belki rahatsız edici seviyede Operasından,balesinden,tiyatrosundan canlı müziğine kadar her yerde afişler,davetiyelere denk geldik.
Sadece staj için ya da gözlemcilik için konuşmuyorum ancak ABD'ye gitmek,bir kişinin İngilizcesinin hangi seviyelerde olduğunun belirli konularda iyi bir ölçeği.Belirli konular dediğim de konuşma ve dinleme.Bu ikisi hangi seviyede,bunu yurtdışına çıkmadan anlamak oldukça zor.Benim edindiğim izlenime göre,bir kişinin yurtdışında zaman geçirmesi,dilinin özellikle konuşmasının gelişeceği en iyi yol ve bu yol uygulanmazsa ben,o ülkede rahat edilebileceğini hiç zannetmiyorum.Özellikle USMLE aşamalarında olan bizler için sadece okumak,sadece yazmak ya da dinlediğini anlamak yeterli değil bence.Çat pat konuşmak diye bir kavrama ne kadar tahammülsüz olduğumun farkına vardım ABD'de.İnsan başlangıçta bocalıyor,belki normaldir de ancak doğru düzgün dil bilmeden,yurtdışına çıkıp ne kadar bildiğini görmeden bu iş olacak bir şey değil.Garip bir hissiyat herkesin sana yabancı olduğu bir ortamda bulunmak.İstanbul'dan Amasya'ya,İzmir'den Ankara'ya gitmeye benzemiyor.İnsan bir şekilde özlüyor doğduğu,büyüdüğü ülkeyi.Havasını da özlüyor,suyunu da özlüyor,bunlar gerçekmiş,8-9 günde bile insan bunu hissedebiliyor,daha uzun süre kalmak isteniyorsa bu çok ciddi bir şekilde,tabiri caizse şapkayı önüne koyup düşünmen gereken bir durum.Türkiye'de doğmuş büyümüşsündür,ABD'ye gidersin,Türkiye'nin yemeklerini özlersin ama oranın yemeklerine bir şekilde alışabilirsin,suyuna bir şekilde alışabilirsin.Sokaklarına,caddelerine,bakkalına,manavına,evlerine..vs alışabilirsin belki ancak kendini yabancı hissetmen duygusuyla başa çıkabilmek ciddi bir sorun olabilir.Bir "aidiyet" sorunu ortaya çıkabilir.Tabi yanlış anlaşılmasın,ben gittim gördüm 8-10 günde olumlu ya da olumsuz bir çok konuda kanaat sahibiyim demek istemiyorum.Demek istediğim ABD'de ihtisas öncesi ne kadar uzun süre kalınırsa insan kendisi için en uygun karara daha kolay ulaşabilir.İmkan oldukça,ekonomik durumlar müsaade ettikçe,tabi ki öncelikle hastane ortamına sık sık girmekte fayda var diye düşünüyorum ben.

10 Kasımda da akşam 21'de uçağımız havalandı ve yine THY ile Atatürk havaalanına iniş yaptım,yurda döndüm :cheer: Gittiğim,gördüğüm için mutluyum,çok zevk aldım,değişik tecrübeler kazandım.Chicago güzel bir şehir.Oturmuş,yerleşmiş bir görünümü var.Güvenlik konusunda herhangi bir sorun hissetmedim.İnsanlar yollarda rahat rahat geziyorlar geç saatlerde bile bir sorun olacağını pek sanmıyorum şehir merkezinde.Evsizler de var ancak diğer insanlara sataştıklarını hiç görmedim.Zenci nüfusun fazla olduğunu duyarak,Chicago'nun mafyalarıyla meşhur olduğunu duyarak gittim ancak şehir merkezinde çok fazla siyahi kişi de yok,mafya tarzı grupları da yollarda görmek,zannediyorum,merkez bölgelerde en azından pek mümkün değil.Belki şehirden biraz daha uzak bölgelerde suç oranı daha çok artıyor olabilir.
Kısaca Northwestern'den de bahsedeyim.Chicago'da North Michigan bölgesinde Northwestern Feinberg School of Medicine mevcut,hatta hemen McDonalds'ın karşısında :laugh: :laugh: Çevresinde de Northwestern Hastanesi ve bir de Northwestern Memorial Hospital yer alıyor. Lake Shore diye adlandırılan bu bölgede hukuktan başlayıp tıbba kadar daha birçok bölümün fakülteleri de yer alıyor,şehir ile kampüs iç içe gibi yani.İçlerine girip gezmediğim ve tıbbi anlamda orada bulunmadığım için fazla bir şey söylemem doğru olmaz diye düşünüyorum.USMLE'de hastane tercih dönemlerinde Chicago düşünen kişiler için söyleyebileceğim şu ki,şehir merkezinde kiralar stüdyo tipi dairelerde 700-800 dolardan başlıyor ve eğer sitelerin içine girmek isterseniz kiralar 1400-1500 doları bulabiliyor 2+1'lerde.Yaşam yerleri şehrin göbeğinden biraz daha uzakta yer alıyor.Bu da kiraların daha ucuz olmasından kaynaklanıyor.Güzel,sakin bir şehir Chicago.Bol bol fotoğraf çektim orada.Belki görünüm açısından fikir sahibi olmak istersiniz diye bir kısmını ekliyorum.Jet-lag'den kurtulunca onları da başka bir başlıkta eklerim artık.

Herkese kolay gelsin,herkesin yolu açık olsun.Başarılar...
The following user(s) said Thank You: umc, kerim, pazure, sultans, Hell_Spawn, nilufer, mehmetyasin, tulane

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
Time to create page: 0.234 seconds