Hekimlerin 3000 TL'den fazla kazanması haramdır...

Böyle altına geçirecek donu olmayan kör ve kara cahil embesil takımını ülkenin çeşitli
işlerine getirenleri kınıyorum.
Utanmaz,arlanmaz,iflah olmaz insanlardır kendileri.suratlarına tükrüsen "yarabbi şükür" diyebilecek kadar pişkinlekte olup,kendilerini oralara getirenlerin yaltakçılığını,dalkavukluğunu yapmaktan başka birşey bilmezler.
Yaptıkları çılgın yorumlar hakkında,etrafındakilerin öfkeyle,kinle konuşması bile onların hoşuna gider.
çünkü ancak bu şekilde dikkat çekebilecektir.
Dahası,dikkat çekebilecek,kendi varlığını,insanlığını buulnduğu yerde kanıtlayabilecek ne aklı,ne vicdanı,ne kafası vardır.Bildiğimiz bir anensefalik olarak doğmuş ama her nasılsa yaşamını sürdürmüştür.
Şimdi ben deşarj olduktan sonra,şunu belirteyim ki ekonominin e'sini bilmeyen insanlar bugün konuşuyor,konuşabiliyor.Ellerine alıp bir tane ekonomi kitabı okumamışlardır.Ekonomi sandıkları şey,sadece ellerine geçen paradır.Ellerine geçen para arttığında ekonominin iyiye,azaldığında kötüye gittiğini düşünürler.
Ellerine,karılarının dırdırlarını engelleyecek kadar fazla para geçmediğinde de o gün şuradan buradan duyduğu,kulağına ilişmiş olan bir konu seçerler,ve onun hakkında başlarlar atıp tutmaya.

bu açıklamayı yapan kişi,açıklamadan önce çok ciddi çalışmalar yapmış,hem uzman doktora hem de akademisyenlere bilimsel verilere dayanarak paralar biçmiştir.Hesap yöntemlerini bizlerle paylaşsa biz de aydınlanırız,gözümüz gönlümüz açılır.
Ancak şuun belirtmekte hiçbir sakınca görmüyorum ve açık söylüyorum ki;
bu kişinin söylediği bu laflar tam da ülkemize uygun laflardır,şuandaki ülke olarak konumumuza yakışan laflardır.
Geçmişte şöyle şanlıydık,tarihte böyle heybetliydik lafları artık geride kalmıştır.20.yy'nin başlarındaki ülkenin insanlarıyla bugünün şartlarını karşılaştırmak tarihin en önemli ilkelerinden birine aykırıdır,sadece gaz vermek olarak değerlendiriyorum ben.
Bugüne bakalım evvela biz.Bugün ne haldesin,yüce Atatürk'ün yaptıkları,yapmak istedikleri bugün kimlerin elinde,kimler ne kadar uğraş vriyor bunun için?
Yoksa bunun için uğraş verenler engelleniyor mu?
Atatürk'ün Ulaş abinin söylediği gibi bize bıraktığı,emanet ettiği o güzel,parlak gelecek beklentili ülke şuan ne haldedir?Nereye gitmektedir?
Bunların cevapları,aslında bu kişinin böyle bir açıklama yapmasının sebebidir.

Hepimiz ülkenin iyiliği icin calışyormusuz ...Bir bakalım bakalım doktorlar icin az kazanmasını düsünen birisi gercekten herkezin iyiliğimi düsünüyor, yoksa aski mi?
Doktorlar az maaş alınca neler olabilir:
-kendini mutsuz hissedecek, iş yapmak istemeyecek , hasta bakmak isteyecek , sürekli emeğinin sömürüldüğünü düsünecek ve her hastadan sonra bu yükü ben ne icin cekiyorum ki diye sızlanacak
- okudugu yılalrını veridği zaaatini belkide bırakacak başka alanlara yönelecek
-hasta muayene ederken sürekli faturalrını düsünecek, belkide sürekli hesap kitap yapacak
-işe arabası olamdıgı icin sürekli toplu taşımayı kullanacak ve belkide bazı günler otobüsü kaçırıp işe gecicek ve poliklinikte bekleyen onlarca hasta daha cok acıdan kıvranacak
-yürüyerek geldiği icin hastaneye ulaşınca kendine gelebilmek elini yüzünü yıkayabilmek icin zaman harcayacak, belkide istenmeyen bir ter kokusuna nedne olacak ve hastayı rahatsız edecek
- yeterli para kazanamadıgı icin hatta gecim sıkıntısı oldugu icin ne bir kongreye gidebilecek ne bir bilimsel faaliyete katılabilecek
-belkide yabancı dilini bile geliştiremeyecek ve Türkçe haricinde hiç bir bilimsel makaleyi okuyup anlamaya haiz olamayacak
-sosyalleşemeyecek , insan icin cıkamayacak sonra da doktor olmuşsun ama insan olamamışsın cümlesini layıkıyle haketmiş olacak (buna sevineler de cıkabilir , bilemiyorum )
-gazete alamayacak , internete giremeyecek
-haberleşesi eksik kalacak ,mobil-online olabilme seceneklerinden haberdar olamayacagı icin bilimum toplantıyı , uyarıyı cok yakından takip edemeyecek
- cok zengin bir hastası gelince kendini ezik hissebilecek ve hastaya yeterli otoriteyi kuramayabilecek
- belkide hastalarıyla neyi nerden nasıl ucuza kapatırım seklinde hasta hekim diyaloğuyla cok örtüşmeyen bir diyaloğa girecek


ohhh , bir bakssanıza simdiden ülke ekonomisi adına ne cok kazanımdayız....ve gercekten hepimiz aynı sey icin cabalıyoruz , değil mi?

Buram buram bencillik kokan sömürüm artsın cüzdanım daha da şişsin bu memleketin gerçek savaşçılarına ne olursa olsun ben mevcut karanlık düzene ve düzenin tepesindekilere yaranayım hekimlerin maaşı düşsün benimki şişsin de ne olursa olsun.Yani a be zekası buram buram fışkıran insan istersen bilim insanlarının maaşlarını sınırlandıracağına biraz onurun varsa muhtacın kanını emen sivrisinekleri tokatlasana.Sanatı ,sporu.bilimi törpüleyen de zaten bunun gibi cüzdan endeksli zihinlerdir.Boş kafanın yankısı çok olur misali akşam akşam adamın canını sıkıyor.Ama her şeye inat o yolları aşacağız ve bütün bu haksız ithamlara karşı bu mesleğe olan sevgimizi koruyacağız.

Bunu konuşan saçmalamış. sanki kendi okumuş senelerce lafa bak''aslan payını niye biz alamıyoruz''
sen kimsinki..

Bizim hocanın güzel bir tespiti vardı. Bu hükümetin politikalarından dolayı, doktorla, paspasçı (küçümsemek amaçlı asla söylemiyorum, zira herkese ihtiyaç var.) arasında hiçbir fark kalmadı. Kirlenen bir yeri gördüğümüze, burayı da paspasla deriz. Aynen onun gibi, muayene olmak isteyen birisi, bundan farksız bir şekilde, karnını kaşıya kaşıya, emr-i vaki bir tarzda, şurayı paspasla tarzında, şurayı muayene et diyebilecek konuma geldi.Tamamen populist yaklaşımlar yüzünden, hem bilim insanı konumunda olması gereken bizlerin, hem de bilimin değeri, izzeti ve şerefi ayaklar altında paçavra olmaya doğru gidiyor.

Öte yandan yukardaki kendini bilmez, affınıza sığınarak ''densiz'' kişinin yazdığı yazıya şöyle bir cevap vereceğim. Sağlık işletmecisinin doktorla aynı kefeye konulması, ve aynı değerin biçilmesi en başta çok yüksek manevi değere sahip Tıp İlmine saygısızlıktır ve hiçe saymaktır.Sınavları geçebilmek için ilk okuldan Tıp fakültesinin sonuna ve tıp fakültesinden sonrasına kadar, belki bütün hayat boyunca geçen uykusuz gecelerimizİ bu ''densiz'' sektörcü biliyor mu ve bundan haberdar mı? Ben bu adama hiçbir şekilde bu haklarımı helal etmiyorum. İlim onun zannettiği kadar basit birşey değildir. Hiçbirşey yapmadan, yan gelip yatarak basit bir bölüm bitireceksin,hiçbir eza, cefa çekmeden rahat döşeğinde yan gelip yatarak bir sektörcü olacaksın, sonra gelip kendini bilmeden, densizce, küstahça doktorların 20 seneden fazla okuyup, çalışıp, emek verip insan hayatı için butun zevk ve eğlencelerinden feragat edip, binbir zorlukla yaptıgı zor meslekleri karşılığında aldıkları iki kuruş fazla parayı çok göreceksin. Bunu kendine insanım diyen hiçbir kimsenin söylemesi mümkün değildir..İlmin maddi bir karşılığı yoktur. İlim o kadar yüksek bir şeydir ki, o ilim karşılığında verilen para, o ilmin ve o ilim uğrunda çekilen eziyetin hiçbir şekilde karşılığı olamaz. Heleki insan hayatının karşılığı olan Tıp ilminin karşılığı, gerçekte milyar dolarlar bile olamaz. Bu adam ilmin ne demek olduğunu bilmiyor. Bu yüzden böyle tamamen menfaatci, yüzeyel ve cahilce bir çıkışta bulunuyor. Ben en başta boylelerine bu cüreti ve bu rahatlığı verenlere hakkımı helal etmiyorum. Acaba ben sabahlara kadar nöbet tutarken, uykuya yeni geçmiş iken acil bir vakada o uykudan da feragat edip, vakanın hayatı için rahatımdan feragat ettiğimde bu fedakarlıgın karşılığı hangi maddi ölçeğe karşılık gelebilir. Bu adam kendi rahat yatağında mışıl mışıl uyuyacak ve bizden daha fazla karşılık alacak. Bu hangi hak, adalet ve hukuğa uyar. Hangi akıl ve mantık sahibi bu duruma rıza gösterebilir...Bunu en başta Allah kabul etmez...

Aklıma bir misal geliyor. Muayene olmak için giden birisi, muayene parasını biraz fazla görünce doktora şöyle bir itirazda bulunuyor. ''Sen beni 10 dk muayene ettin. Bu kadar parayı 10 dk da kazanman haksızlıktır.''

Doktorun cevabı manidardır. ''Ben bu parayı 10 dk'da kazanmadım. 40 sene+10 dk harcayıp kazandım''..

Daha söylenecek çok söz var ama...Sözün güzelliği kısa ve öz olmasındadır...Biz kendimizin değerini, kıymetini bilelim..Kendimizi aşşağılamayalım ki başkaları bizi aşşağılamaya cesaret edemesin...

Sevgilerimle...

Bir Sağlık İşletmecisinin Düşünceleri…

Türkiye 02.07.2011-Doktorlarda zoruma giden bir kendini beğenmişlik ve çok iyi paralara layık oldukları şeklinde saplantılı bir düşünce var. Halbuki hepimiz aynı gemideyiz ve bu ülkenin iyiliği için çalışıyoruz. Ben sağlık sektörünün yatırımcı tarafında bulunuyorum ve epeydir burayı izliyorum. Açık konuşacağım.. Tepki çok çekeceğimi biliyorum ama kimseyi kırmak gücendirmek gibi bir amaç gütmediğimi, sadece büyük resme bakmamız gerektiğini belirtmek istiyorum.

Sağlık sektörünün ana sorunu doktorların kazancı üzerine mi kurulu olmalıdır? Bence değil. Sağlık sektörü ülke ekonomisinin ve istihdamın ana unsurlarından biridir. Burada amaç halka daha yaygın ve örgün bir sağlık hizmeti sunumunu daha düşük maliyetle gerçekleştirmek, ekonominin işlerliğini ve istihdamı da canlı tutmaktır. Ama bunda şu anda en önemli engel hem kamuda, hem de dolaylı olarak özelde doktor maaşlarının (veya daha doğrusu maaş+performans diyelim) yüksek oluşudur. Bu ödemeler böyle sürdüğü sürece sağlık politikalarının da, biz sağlık yatırımcılarının da rahat soluk alması mümkün değildir.

Sağlık Bakanlığı’nın Tam Gün Yasası bağlamında aldığı yeni kararlar bu yolda umut vericidir. Hem kamuda hem de özelde sağlık politikalarının akılcı şekilde sürebilmesi için doktorların kendi başlarına çalışamaması ve kamu ya da yatırımcı şemsiyesi altına girmeye zorunlu tutulması şarttır. Bunu çocuk gelişimcileri, diyetisyen veya psikologların mesai sonrası çalışabilme hakkıyla aynı kefeye koyanlar hata ederler. Muayenehane çalıştırmaya dair yeni şartnameyi, bunların artık bakanlık iznine bağlanmasını, tamamen serbest çalışan doktorlarınki de dahil olmak üzere geri kalan muayenehanelerin önümüzdeki yaz döneminde neredeyse tamamının kapanacak olmasını bu açıdan memnuniyetle karşılıyoruz. Aksi takdirde doktorların tek başına çalışabilme ve kazanabilme imkanı sayesinde, sektörün asıl kazananı olmak zorunda olan biz yatırımcılar için şartlar akılcı olmaktan ve rekabet edebilir olmaktan uzaklaşır.

Sağlık ekonomisinden doğan kazançta aslan payı kimin hakkı olmalıdır? Hiçbir yatırım riskine girmeden muayenehanesinde hasta bakarak sektördeki kazancın aslan payını götüren ve biz yatırımcıların önünü kesen doktorun mu, yoksa her tesiste onlarca-yüzlerce işçi çalıştıran, risk alan ve bol doktor havuzuna ihtiyaç duyan biz yatırımcıların mı? Öğretim üyeleri de uzman hekimler de elbette ülkemizin göz bebeğidir. Ancak ülkemiz şartlarında tüm doktorların kamu veya özel yatırımcı şemsiyesi altında çalışmaya mecbur tutulması geç de olsa doğru atılmış bir karardır ve uzman hekim için 2500-3000, öğretim üyesi için de 4000-5000 liradan fazlası da mantığa, ekonominin kurallarına, kamunun ve hem özel yatırımcıların haklarına aykırıdır. Önümüzdeki 1-1.5 yıllık süreçte bu yolda atılacak adımları artarak göreceğinizi size şimdiden belirtmek isterim. Saygılarımla..

F. Ertosun (Sağlık İşletmecisi)

Kaynak:asistanhekim.org