Topic-icon Yale Üniversitesi Plastik Cerrahi Gözlemcilik Deneyimi - Paylaşan : "osoguz"

7 years 8 months ago #1 by omersarac
Selam Oğuz , Bende Temmuz ayı için Yale'den kabul aldım.Konaklama vs. için sana danışmak istiyorum.Umarım bu mesajı görürsün....

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
11 years 5 months ago - 11 years 5 months ago #2 by USMER
Merhabalar,

Ben 1,5 aylığına Yale Üniversitesi Plastic Cerrahi'nde gözlemci pozisyonunda bulundum. Yazışmaları ve Amerika'daki günlerimi anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle ben yazışmaya erken başlamadım. Daha doğrusu gözlemcilik pozisyonundan haberim vardı ama gitmek konusunda fikrimin olgunlaşması Şubat ayı civarına rast geliyor. Tüm yazışmalarım Şubatın sonundan Mart ayıının sonuna kadar sürdü. Sıkıntılı bir süreç. Olcak mı, olmayacak mı? Bu kadar insanın gitmesi bir anda gözünüzde büyüyebiliyor.
Ben mektubu hazırladıktan sonra olgunlaştırmam da yazışmalarım süresince oldu. Daha sonra sadece plastik cerrahi hocalarına yolladım. St. Louis'deki Washington Üniversitesi'nden ve John Hopkins'den kabul aldım ilk olarak. Ama buralarda Application Fee adı altında 300 dolar civarı paralar isteniyordu. Açıkcası vermek zoruma gitti. Yazışmalara devam ettim. Yale'den de kabul aldım sonra. Hocam çok nazik birisiydi. hemen sekretine yönlendirdi ve süreç başladı. Sekreter Hanım'la genel olarak uyumlu bir şekilde neler yapılması gerektiğine karar verdik. Karar verdik diyorum çünkü bana gönderilen belgeler doktorlara gönderilen belgelerdi. Ben doldururken doktor kimliğimi kullanamayacağımı çünkü henüz öğrenci olduğumu anlatmaya çalıştım ama Yale'den mi bilmiyorum rahattılar. Gizliden gizliye aşılarını yaptır gerisi önemli değil gibi bir tutum içerisindeler diye hissettim. Taki Amerika' ya varana kadar. Çünkü ben ilk kez sekreterin yanına geldiğimde benim görüştüğüm kişinin işten ayrıldığını ve benden haberleri olmadığını öğrenmek tüm düşüncelerimin komikliğini idrak etmeme yetecekken; kadına 8000 kmden sadece gözlemci olmak için geldiğimi anlatınca ve Hoca'yla konuşunca işler kolayca çözüldü. Herneyse. En son davet mektubunu alıp Konsolosluk'a geldiğimde bile bu işin olmayacağı inancını taşıyordum. Demek istediğim naçizane tavsiyem gerilmeye gerek yok. Nasıl olsa işler yoluna koyulabiliyor. Çünkü bize verilen basit bir turist vizesi. Doktor kimliğine güven burda başat unsur.

Yazışmalar sürerken forumda benden önce Yale'de bulunan bir üyenin kaldığı yeri tavsiye ettiğini gördüm. Hemen kendisiyle iletişime geçtim, sağolsun o da çok önemli tavsiyelerde bulundu ve gitmeden kalacak yerimi ayarladım. 1,5 ay için bir odaya 1000 dolar verdim. Normal sayılabilecek bir rakam.

THY ile direk uçuşla New York'a(JFK) indim ve oradan New York Penn Station'dan Megabus'la 5 dolara New Haven'a geçtim. Şimdi burası önemli. Çünkü New Haven'da yaşayan çoğu Türk'ün megabus'dan haberi yok garip bir şekilde. Ya trenle ya da kendi araçları ile New York'a geliyorlar. Ben böyle bir şey var dediğimde çok şaşırmışlardı.

Gelelim Yale'deki günlerime. Gittiğimde ben gibi gelen çok arkadaş vardı. Tanışıklıklar güzel oluyor. Ben Hocam'la konuştuğumda- daha doğrusu çabaladığımda ilk geldiğimde- ameliyatlara, vizitlere ve derslere katılabileceğimi söyledi. Farklı Hocaların ameliyatlarına da girdiğim oldu. Vizitler genelde sabah 6 da başlıyordu ve ameliyatlarda akşam 5 gibi bitiyordu. Aralarda kütüphane de uyuyabiliyordum. Kanepeler de zaten uyunması içindi, heralde.

Güzel geziler yapma fırsatım oldu. Tavsiyem: her zaman gidilmiyor; gezebildiğiniz kadar gezin. Yani 1,5 ayda alim olunmuyor. Ben Boston, New York, Washington ve Philadelphia'ya gittim. Hastanelere girin bakın. Yani kantini görmek bile önemli bence. Hepimiz aynı dünyada yaşıyoruz her ne kadar dünyalarımız farklı olsa bile. Bunu değerlendirmek için iyi bir fırsat. Ben oradayken yabancılarla iletişim kurma faslını çok iyi gerçekleştiremedim dil probleminden ötürü. Yani bir yere kadar konuşabiliyorsunuz. Öyle uzun uzadıya pek mümkün değil. Ameliyattan önce hemşire veya personel sorar kimsin napıyosun falan diye. İşte sen söylersin: 'Turkey'. Bir geçmişi varsa Türkiye ile ilgili anlatır ve konuşursunuz bir yere kadar. Eğer bir fikri yoksa 'cool' der. Sen de iyi dersin. Belki asistanlardan sevimlileri olur ve senden Türkçe kelime dağarcıklarını genişletmeni isteyebilir. Bu da eğlencelidir. Bazen Hoca ve asistan şakalaşır güzel güzel espriler yapılır, sen de gülümsersin. Bazen de cidden gergin olurlar. Ama ben hiç bağrıldığına şahit olmadım. Kibarlar genel olarak.

Ameliyathaneler de geçti benim zamanım genelde ve hiçbir şey yapmıyorsunuz. Anca bakıyorsunuz. Eline sütur ipini alıp kuşağında düğüm atmaktan başka el becerinizle ilgili hiç bir şey beklemeyin. Benle beraber ameliyatlara giren Yale'de 3. sınıf öğrencilere Hoca resmen ameliyatları yaptırıyordu. Yani şöyleki bir Panniculectomy(obezite cerrahilerinden biri) ameliyatında Hoca 250 kiloluk hastanın bir tarafına öğrencisiyle; hastanın diğer tarafına da asistan başka bir öğrenciyle geçti. Senin için gidiyor bu arada. Usta çırak ilişkisi böyle oluyormuş diye içinden geçirmekten başka yapabileceğin bir şey yok. Hoca'nın gözünün içine bakıyorsun ilk zamanlarda bana da sütur attırır mı diye. Ama yok öyle bir şey. Bilmiyorum belki istisnalar vardır.

Asistanlarla arayı iyi tutun. Yardımcı olmaya çalışırlar genelde yoğunluktan kurtulabilirlerse.

Bunların dışında dersler güzel oluyor. Gayet ilmi şeyler konuştuklarını hissedebiliyorsun. Bunu neden söylüyorum? O hava yaratılıyor ve bundan kurtulmak zor. Derslerde paylaşılan şeyler yani en azından benim için üst düzey bilgilerdi. Dil konusunda herkes ilk başta sorun yaşıyor sonra yavaş yavaş alışıyorsun ama anlamak konusundaki ısrarını bilgisizliğin törpülüyor. Bu kısır döngüden kurtulmak önemli.

New Haven küçük bir il. Yapacak pek bir şey yok Yale'i gezmekten başka. Yale'in binaları Katedral havasında, neo-gotik mimari diye geçiyor. Zaten Harvard'ı da içine alan bu bölgeye New England deniyor. Sadık kalmışlar Avrupa-vari binaların felsefesine. Mesela bir binaya bakıyorsunuz bu muhtemelen 200-300 yaşında diyorsunuz ama bina yapım yılı 2007. Nadir kitaplar müzesi çok etkileyici. İbn-i Sina'nın bazı el yazması eserleri burada imiş. Bunların dışında Türklerin yoğun olduğu biryer. %90'ını da pizzacıdır zaten çok aramaya gerek yok. Ben çok güzel insanlarla tanıştım.

Maliyetine gelince Uçak parası: 800 dolar, ikamet: 1000 dolar. geri kalan masraflar tamamen sizle alakalı. Şehir içi ulaşım bedava olur muhtemelen çünkü Yale'in schedule'ları çok düzenli çalışıyor. Sabah vizitleri için aradığınızda adamlar istediğiniz vakitte evden alıp hastaneye bırakıyor.


paylaşan : osoguz

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
The following user(s) said Thank You: umc, tulipage, cemrec, h.nurozekici, Mbrishere

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
Time to create page: 0.327 seconds