- Posts: 254
- Karma: -1
- Thank you received: 42
2011 yılı Eşleştirmesi NRMP Analizi
Please Log in or Create an account to join the conversation.
Amerika sinavlari için asistanlığı bırakmak çok cesaret ister.
Zebir hocam çok ama çok güzel yazmış.
Sonuc olarak kafayı bulandırmadan gercekten ne istediğini bilerek gitmek lazım.
Please Log in or Create an account to join the conversation.
1.Her programin `cut off` USMLE skorlari olugu dogru degil. Ben `cut off` oldugu ve olmadigi zamanlarda da bu kurullarin icinde asistan temsilcisi olarak calistim. Bu `cut off` larin olmadigi bir suru programla sahsen aday olarak da gorustum. Her programda boyle bir yaklasim oldugu dogru degil, ne kadar bir yuzdenin boyle bir sinir koyduguna dair veri de olmadan genelleme yapamayiz. Buna ek olarak sunu soylemek isterim,. Cok sayida basvuru ve gorusme tecrubesi olan birisi olarak USMLE skorlarinin resmi olrka belirlenmis bir sinir degeri varsa bile , icerden alinan destek ve/veya tavsiye mektubu etki faktorleri ile bu siniri asmak mumkundur, bunu ben sahsen yasadim ve bu sekilde ilan edilen `cut off` lara uymayan adaylarin alindigini gozlerimle gordum. Bu konu ile enel onerim, USMLE baraj skorlarinin varligina dayanarak basvurulacak yerlerin belirlenmemesidir. USMLE baraj skorlarinin varligi genellikle basarisiz populasyonun neden basarisiz olduguna dair olarak en sik yapilan aciklamalardan biridir. Ayni sekilde bu aciklama ayni zamanda programlar tarafindan da istenmeyen adaylara gosterilen en sik mazeretlerden biridir. Verdigim bu bilgiler rakamlarin yoklugunda verdigim kisisel tecrube ve deneyimler tarafindan destekleyebildigim bilgilerdir.
2.`Community Hospital` olarak listelenen egitim kalitesi iyi olmayan yerlerin varligi dogrudur (ornek Harlem Hospital, NYC), ancak bunu genellemek yine dogru olmaz. Cleveland Clinic ve Mayo Clinic de universite affiliyasyonlarindan once `community hospital` sinifinda yer almistir yillarca. Ne demek istedigimi anladiniz. Ama genel olarak universite affiliyasyonu aramanin dogru bir strateji olduguna ben de katiliyorum, ama bunu yaparken Turkiye ile karsilastirma yapmamak gerekir, Turkiye'deki universsiteve devlet hastaneleri arasindaki egitim kalitesi ucurumunun (eskidendi tabii, artik universiteler de talan edildi) ABD icin her zaman gecerli olmayacagi unutulmamalidir.
3.Her seyin `match` olmak olmadigina kesinlikle katiliyorum. Ancak `match` olan basvuru her zaman `match` olmayan basvurudan daha basarilidir, `match` olmak da her zaman olmamaktan iyidir. (ABD yolu hedefleyenler icin)
Please Log in or Create an account to join the conversation.
USMLE skorlari genel olarak eleme icin kullaniliyor. Resmi olarak hicbir sitede yazmasa da -buraya daha once linki koymustum- her programin uc asagi bes yukari bir cut off u var. Diyor ki mesela bi 230 ustune interview veririm, 200 un altina 'rarely'. Interview verilmeyince eslesilemiyor programa dogal olarak. Her sene artan basvuru sayisi buna mecbur birakiyor. Herkesin ps, cv, lor vs vs bakilamiyor, belki cut off la bu sayi dusuruluyor. Yeterince nitelikli 'applicant' oldugu icin program pek de bir sey kaybetmiyor. Tabi bu skoru dusuk olan birinin asla giremeyecegi anlamina gelmiyor. Bu sistemle her sey olabilir. Ama gercekci olmak icin soyluyorum. Bence biz Turk hekimleri olarak iyiye talip olmaliyiz. Her sey 'match' olmak degil bence. Bir pediatrinin, dahiliyenin daha az kompetetif olarak nitelendirilmesinin sebebi kadro sayisidir. Tabiri caizse varoslarda bir 'Community hospital' da pediatri, dahiliye, radyoloji asistanligi yapilmasindansa - daha sonra yan dal basvurrularinda onemli oluyor ve tahmin edilecegi gibi bu hastaneler birim zamanda en cok hizmet goturme felsefesiyle calistigindan bizim eski ssklar gibi:) asistanlik da yipratici oluyor, egitime bir universite hastanesi kadar vakit ayrilmiyor.- iyi bir universite hastanesinde asistanlik icin calismaliyiz. Bizim aldigimiz egitim bunun icin.
Ic yuzunu bilmiyorum ama Hindistanla karsilastirilabilecegimizi dusunmuyorum. Bizlerin belki bin basvurunun icinden 500 unun cope atildigi bir pogramda cope atilmayan, eslesen adaylar olmaliyiz. Bunun icinde her alanda skor, lor, cv sinirlarimizi zorlamaliyiz.
Ben bir sey icin elinden gelenin yapilmasini, yaptiktan sonra da arkaya bakilip pismanlik duymadan, sizin dediginiz gibi- hedefler dogrultusunda yola devam edilmesi taraftariyim.
Bir ornek vereyim. Lise sonda benim amacim ODTU mimarliga girmekti ve ilk aylardaki denemelerde bu bolume yetecek puani aldigimi gorunce inanilmaz bir gevseklikle calistim. Benim dedigim ve diyecegim, bu skorlarin bir ust siniri yok, bana 210 yeter, onu da zaten alabilirim dememek lazim, azimle calismak alabilecegin en yuksek skoru almak lazim. Dedigim gibi belki tek belirleyici degil ama onemli. 'Community hospital' yerine universite hastanesi, ortalama bir universite hastanesi yerine daha iyi bir universite hastanesine girmeliyiz.
O yuzden burda siralanan her dal kompetetif, buyuk 'childrens hospital' lara girilmek isteniyorsa, herhangi bir plastik cerrahi 'applicant' indan daha 'kompetetif' olunmalidir.
Umarim meramimi anlatabilmisimdir.
Please Log in or Create an account to join the conversation.
Rakamlara göre başvuranların hepsinin sayısı belli, USMLE skoru düşük olan da başvurmuş demektir, Görüşme teklifi ile ilgili bir veri tabloda yok. Kime görüşme verildi kime verildi bilmiyoruz ki, önemli olan başvuru göndermiş olması durumudur. Başvuru gönderenlerin USMLE skorlarını bilmediğimize göre "radyolojiye başvuranların ve giremeyenlerin daha yüksek bir USMLE skoru olduğunu" rakam olmadan söyleyemeyiz, çünkü bunu söyleyeceksek aynı durum anestezi için de geçerlidir.
Yıllara dayanan tecrübelerinden yola çıkarak, 5. başvuru sürecini yaşayan (halen ikinci yandalıma başvuruyorum) birisi olarak USMLE skorlarının başvurularda daha kuvvetli oyuncular varlığında pek bir önemi olmadığını söyleyebilirim, kişisel görüşüm özellikle IMG ler için USMLE skorları daha da önemsiz bir haldedir.
"Research" yaparak girmeye çalışanlar var, bu onların tercihi, bir de yapmadan direk girenler var. Bu da onların tercihi. Diğeri de başvursa belki girecekti. Kendisi "research" yoluna girdi. Girebilmek için "research" yapılması gerektiği rasyonel bir şekilde dayatılmış ya da yazılmış bir gereklilik değildir, mücadeleye bir boyut getirmek için mücadeleci tarafından "icat" edilmiş bir yoldur ve herkes için gerekli olduğu iddia edilemez. Burda şunu demek istiyorum "süper" başvuru giren başvurudur, girmeyen başvuru pragmatik bir anlamda "süper" olmadığı için girmemiştir. Olaya bu şekilde bakmaya çalışırsanız daha sağlıklı olur. Giren herkes "research" yapmamışsa, demek ki o bir gereklilik değildir. (ki öyle bile olsa onu iddia edemeyiz) Ben yıllardır, bir çok branşa giremeyen nice "süper" başvurular, giren nice mütevazı başvurular gördüm. Giremeyen "süper" başvuru sahipleri ortalıkta daha çok ses çıkardığı için algılarda distorsiyona yol açabiliyorlar, o nedenle Hint forumlarında bir sürü saçmalık gerçekmiş gibi anlatılıyor. Çok büyük miktarlarda başarısız kişinin (Hint nufüsundan dolayı) bir araya toplanması ve kendileri için geçerli olan göreceli zorluğu genellemeleri ve rasyonelize etmeleri sonucunda gerçekle ilgisi olmayan bazı sonuçlara varıyorlar.
Sonuç olarak, başarılı olanların başvurularını analiz ederseniz, nice "süper" olmayan şeyler görebilirsiniz, hatta sıradan bile gelebilir. Bu da aslında neyin rol oynadığının analizini iyi yapmak gerektiğini ortaya koyuyor. Benim yıllardır üstünde durduğum, her fırsatta anlatmaya çalıştığım şey budur, başvurunun gerçek oyuncularını iyi ayıklamak gerekir, ve bu oyunculardan biri araştırma ya da USMLE skorları değildir. Başvurunun en önemli oyuncusu tavsiye mektupları ve o mektupların içerikleridir, kısaca insan ilişkilerinin kağıda dönüşmüş halidir. Bunu da ayıklamak için en başından itibaren rakamları doğru okumak, "süper" başvurunun aslında ne olduğunu doğru analiz etmek lazımdır.
Özetle giren başvuru süperdir, giremeyen başvuru başarısızdır. Bu net gerçek üzerinden kompetisyon değerlendirmesi yapmak gerekir. Pediyatriye giremeyenle Radyolojiye giremeyen aynı derecede başarısızdır, hedefini gerçekleştirememiş, hedef için gerekli olan doneleri iyi tespit edememiştir. Bilmem anlatabildim mi demek istediğimi.
Bu rakamlar üzerinde daha da konuşabiliriz.
Please Log in or Create an account to join the conversation.
Ozellikle img ler radyolojide birkac sene research yaparak girmeye calisiyorlar ki, bu da aslinda basvuru yapmadan bile pozisyon icin yaris diye degerlendirilebilir.
Please Log in or Create an account to join the conversation.
IMG oranı burda o kadar önemli değil bence. Başvursa girecekmiş anlamı çıkar, başvurmamışsa giremez. Bu ikinci tabaka analiz gerektirir. İlk aşama analizde önce kaç tane kadro var ona bakmak lazım. Bu kadroya kaç kişi başvuruyor onu anlamak lazım. Kadro sayısının ötesinde, başvuranları kadro sayısına oranı önemlidir. Bir branşı "girilebilir" yapan arz-talep ilişkisini gösterdiği için esas kaidedir.
Anestezi, pediyatri ve radyolojiye başvuran neredeyse herkes girmiş, başvuranların 1/10'u girememiş. Bu tabloya göre IMG ya da AMG'likten bağımsız olarak bir çıkarım yapabilirsiniz. Giremeyen o 1/10'un oranın AMG/IMG oranı nedir, o ayrı bir tabaka analiz gerektir ama bu analiz ilkinin üzerinde yükselecektir, o nedenle daha önemli olan ilk tabakadır.
Yanlış mı düşündüm?
Please Log in or Create an account to join the conversation.
umc wrote: Neyin kompetitif, neyin kompetitif olmadığının en rasyonel ve bilimsel açıklaması bu listenin içinde gizlidir. (radyoloji , anestezi ve pediyatriye başvuran neredeyse herkes yerleşmiş) Bu rakamları doğru okuyan kişi, ABD'de ne için ne kadar şansı olduğunu anlayabilir.
Bu listeyi nasıl yorumluyorsunuz,örneğin pediatriye başvuranlardan neredeyse herkes yerleşmiş derken?IMG'lerden kaç tane kişi başvurmuş,kaçı eşleşmiş diye mi, yoksa toplam kaç kişi eşleşmiş, IMG'lerin toplam eşleşenlerin arasındaki oranı nedir diye mi?
Örneğin beyin cerrahisi için eşleşmeye toplam 10 kişi katılmış, 7'si eşleşmiş, ama 195 pozisyon açılmış,192'si doldurulmuş,bunlardan 7 tanesi beyin cerrahisi.İlk istatistiği örnek alacak olursam oranım % 70, ikincisini alırsam oranım % 3,5 gibi bir değer çıkar. Hangisi benim için önemli?
Örneğin Ulaş abi senin anestezi örneğinde toplam giriş 820.non-US IMG'ler 34 kişi yapar ki bu da yaklaşık % 4 gibi bir şey yapar. Bu az bir oran değil mi?
Please Log in or Create an account to join the conversation.
www.nrmp.org/data/chartingoutcomes2011.pdf
Üstteki mesajımda verdiğim linkteki raporun 25. sayfasında bulunan tablo-13, yayınladığın tabloyla paralel bir tablo..Bunda da üroloji ve genetik kadroları "0" diye belirtilmiş..
umc wrote: Bu veriler önceki mesajda benim verdiğim data ile uyumlu mu?
NRMP'nin ham datası çok karışık ve yorumlaması zor.
Boşta kalan kadrolar "match" sonrası doldurulur genellikle.
Ali Murat Pussane
Please Log in or Create an account to join the conversation.
- Hell_Spawn
- Offline
- tam üye
- Posts: 238
- Thank you received: 146
NRMP'nin ham datası çok karışık ve yorumlaması zor.
Boşta kalan kadrolar "match" sonrası doldurulur genellikle.
Please Log in or Create an account to join the conversation.
Yabancı forumlarda pre-match diye bir durumdan bahsediliyor, anladığım kadarıyla programla aday anlaşırlarsa aday matchten çekiliyor, program da kadroyu 1 kişi kısıyor..Kısıtlı kadroları bu şekilde de doldurmuş olabilirler..
Tabii en doğru bilgiyi Ulaş abi verecektir bu konuda..
Şu linkten rapor incelenebilir:
www.nrmp.org/data/resultsanddata2011.pdf
Raporun 5. sayfasında bulunan tablo-2 mühim bilgiler içeriyor..
Bir önceki sayfada(4) ise tablonun bir analizi yapılmış..
Okumaya üşenenler için ABD vatandaşı olmayan IMG lerin en yüksek oranda yerleştiği branşlar ve yerleşen sayıları:
İç Hastalıkları (1215 kişi)
Aile Hekimliği (363 kişi)
Pediatri (Kategorik) (256 kişi)
Psikiyatri (Kategorik) (147 kişi)
Cerrahi (Prelim) (129 kişi)
Nöroloji (PGY-1 ve PGY-2) (126 kişi)
Dahiliye (Prelim) (115 kişi)
Patoloji (106 kişi)
Ali Murat Pussane
Please Log in or Create an account to join the conversation.
- Hell_Spawn
- Offline
- tam üye
- Posts: 238
- Thank you received: 146
Please Log in or Create an account to join the conversation.
Please Log in or Create an account to join the conversation.
Benim genç arkadaşlara tavsiyem, rakamlara inansınlar, söylentilere kulaklarını tıkasınlar, moral bozanlar, "şu imkansız", "bu çok zor " diyen kişilerin büyük bir kısmının konuyu iyi bilmeyen ya da daha önce deneyip başarısız olmuş kişilerden oluştuğunu unutmasınlar. ABD'de tıpta uzmanlık yolunda tarihsel olarak Türk meslektaşlarım kötü bir karneye sahiptir, bunu bu işle 10 yıldır uğraşan birisi olarak ne yazık ki söylemek durumunda kalıyorum. Bu sebeple, mesleğinde ABD idealleri saklayan öğrenci, asistan ve uzman arakdaşlarımdan ricam, özellikle Türkiye'de bulunan ve ABD konusunda yorum yapan "yarı-bilgili" (ve genellikle ABD hayranı) hekim grubunun rasyonel gerçeklere ya da tecrübeye dayanmayan tavsiyelerinden kaçınmaları ve bu tip yıkıcı tavsiyelerden kendilerini korumalarıdır.
Listenin dikkatle incelenmesini öneririm.
Please Log in or Create an account to join the conversation.
Please Log in or Create an account to join the conversation.