Zorunlu hizmet ne kadar "zorunlu" olmalidr?

Çok güzel şeyler yazmışsın rabinovich..
Düşündüklerimin çoğunu ifade etmişsin.. Ben de tamamiyle o istenmeyen bölgelere, o bölgede yaşayan insanlara haksızlık yapıldığı fikrindeyim.Dediğin gibi oradaki insanlar tansiyon 200 , şeker 200 vb. bu şekilde yaşamaya alışmışlar. Bunu normal kabul ediyorlar. Hekimin vazifesinin bu olduğunun bile farkında değiller. Bir hekimin nelerle uğraştığını bilmiyorlar. Babadan , nineden kalma yöntemlerle bazı hastalıklara çözümler üretmişler. Buna şahit olduğum için anlatabiliyorum. Cahillik , eğitimsizlik had safhada. Bu insanlara eğitim vermeyen düzen midir suçlu , yoksa bu insanlar mı? Neden öğretmenler de gittikleri bu yerlerden kaçarak uzaklaşırlar. Çocuklar geleceğimizse neden bu çocuklar terkedilir? Sonra bu terkedilen çocuklar , eğitilmeyen yavrular geleceğin çaresiz yetişkinleri olsunlar.Doktorunu , öğretmenini oralarda barındıramayan köylüsü olsunlar.

Bu işin tabii çok farklı boyutları var. Onlara değinmeyeceğim. Lakin biz dediğin gibi insanımıza sahip çıkmazsak , biz birbirimize sahip çıkmazsak nasıl düzelir bu tablo? Devlet bizim emeğimizle var değil mi?

Yanımızda kim var diye baktığımızda kimseyi bulamazsak kişisel çözümlerin ötesine geçemeyiz. Bunu hep ifade etmişimdir.Yine ifade edeceğim. Yukarda yazdığım yazıda bahsettiklerimin bir kısmı kişisel kaygılardır. Lojmanı , kalacak yeri olmayan bir yere hekim ya da öğretmen ya da başka bir memur gönderilmesi kişisel bir kaygı olmakla beraber , toplumun faydası düşünüldüğünde oraya tüm uygun şartların da sağlanması koşulunu toplum olarak yerine getirmemiz zorunludur. Bu noktada birlikte hareket etmek en doğru yoldur. Zor şartların hakim olduğu bir noktada , hepimizin bir araya gelerek toplum adına en doğru, en makul kararı vermemiz mecburidir. Ancak bu birliktelik sağlanmazsa şahıslar kendi hesabına en uygun yol hangisi ise onu tercih etmekte kısmen de olsa haklı olur. Bu noktada toplum da kaybetmiş olur.

Yaptığımız iş her ne olursa olsun para kaygısı ile yapılıyorsa , hedef para ise toplum bu noktada "ahlakını" kaybetmeye mahkumdur. Bugün insanlara yutturulan budur: "Paranızı kazanın , evinizi geçindirin, çocuğunuzun para kazanmasını sağlayacak bir eğitim verdirin , gerisini unutun . Komşunuzun , meslektaşınızın, çocuğunuzun okul arkadaşının hangi sıkıntılar içinde olduğunu görmeyin. Bu onun sorunu , sizin değil."

Sonuçta sorunlar sadece bizim başımıza geldiğinde "gerçek" oluyor. Diğerinin başına geldiğinde "hikaye". Burdan sonra da aslında hepimizin ortak olan sorunlarına ayrı ayrı olduğumuz için çözüm üretemiyoruz.

ASM de çalışan hekime verilen 1200 lira dediğiniz kısmı devletin aile hekimine bahsettiğiniz harcamaları yapması için ayrılmış bir miktar. Aslında en azı 1600-1800 lira. Bu noktada bu para maaşından hekime ayrılmış bir para değil. Burda da hekimler ayrılık içinde olup sorunları için biraraya gelememişler ve tablo bugünkü aile hekimliği tablosu olmuştur.

Zorunlu Hizmet.
Evet elifson guzel soyledin gonullu olmalidir, Gonullu hizmet olmaliydi, zorunlu olan ne olursa olsun, hangi para getirirse getirsin, sistem cok iyi yapabilirsiz ama zorunlu olan hersey bizi sikar, bezdirir, meslegimizden sogutur, Peki burda bir baska soru, meslegimizi gonulden seviyormuyuz? meslegimizi para icin secmedik mi? nasil sevelim?
Zorunlu hizmete ve Turkiye'de tip egtimine bakis degistirmek lazim bence. Tip okulu bedava okuyabilirsiniz, senelik o 200 liralik harc, egtim parasi sayilmaz bence, arti devletten geri odemeli de olsa destek alabilirsiniz, konaklama konusunda kotu da olsa yurtlar var, yani devlet bize egtim verebilmek icin cok iyi sartlar saglamis diyebiliriz, memnun olmayan diger ulkelerde daha iyi bir ornek versin bakalim, daha iyi ulkeler vardir tabi ama... mesela Amerikayi ele alirsak, tip okulu okumak cok pahali oldugunu hepimiz biliyoruz, insanlar 4-5 sene okuduktan sonra devlete 150 bin-200 bin dolarlik borcuyle cikiyorlar, onu sonra 10 sene oduyorlar. Eski soviyet ulkelerinde sistem icinde de zorunlu hizmet var, ama bedava yani devlet destekli (Tukiye'deki gibi yani) bir fakultede okuduysaniz cuzdaniniz nereye kayitliysa, ya da tip fakultesini nerede bitirdiyseniz orada zorunlu hizmet 3 sene yapiyorsunuz, ayrica ayni universitede parali tip okulu var, toplam 100 bin dolar civarinda, bu okuldan mezun olanlar zorunlu hizmet yapmazlar. Ilginc olarak herkez zorunlu hizmeti goz onune alarak bedava olan fakultelere girmeye calisir, daha kompetatif ve daha prestijli. Zorunlu hizmeti yapamayan parali okulda okumus doktorlara da eskiden askerligi yapmamis erkege baktiklari gibi bakarlar. Tukiye'de tabi ozel okuldan mezun olanlar da zorunlu hizmet yukumlusunudr.
Devletin bu konuda politakasi aslinda doktorlara degil o bolgede yasayan insanlara karsi haksizliklarla doludur bence. Turkiye'de bir koyde yasayan insanlar neden "Medical Park" ya da bir universite hastanenin verdigi kaliteli bir hizmet alamiyorlar/alamasinlar? onlarin ve diger koylerde yasayanlarin bu ulkedeki diger insanlardan farki ne? Meselaya gecen bir koye gittik orda bir doktor uzun zamandir calisiyor, Ankara mezunu, atandiktan sonra dedi ki bana burada ihtiyac var ve orada kaldi, ve o bolgede 4 bin kisiye o bakiyor, Aile Saglik Merkezi (ASM) kendisi tamammen bastan tadilat yaptirip hizmet vermeye calisiyor. Evet devlet aylik 1200 lira veriyor, ama elektrik, su, gaz, kira, pansuman derken hic birsey kalmiyor. 1200 lira destek olarak sayilamaz. neden bir insan 10 sene okuyup sonra ASMsinde paspas atmak zorunda? ya da kendi parasi ile devlet evinin catisini duvarini yapmak zorunda? bir taraftan 30 bin lira kendi cebinden harcayip hala hic bir sinifta (A, B, C, D sisteminden bahsediyorum) olmayan, duvarlari kufle kapli ve tekerlekli sandalyenin hic bir kapiya girmemeyen ASM hizmet veriyorken uzerinde 1 millyon liralik ambulans helikopterin ucmasi diger taraftan universite hastanesinde yaninda 2.5 milyon liralik katli otopark yapilmasi diger taraftan 1 milyar liralik Medikal Parkin yapilmasi var.. bunlar yan yana bukadar kontrast ve bariz duruyorken bir cok meslekdasim bu tabloyu NORMAL nasil kabul edebiliyor? koylerde yasayan insanlari kimse dusunmuyor mu? Ulkemiz'de teknoloji acisindan, zor amelyatlar, teknikler, transplantasyonlar vs varken diger taraftan ucra bolgelerinde insanlarin tansyonu 200, seker 200, nabiz 200 ve bu da onlara gore NORMAL yok ki gelip anlatacak bir doktor! Hep kendimizi dusunuyoruz, ben cerrahim, uzmanim ne isim var benim o koyde, ameliyathane bile yok ki orada diyoruz, ama o bolgede cerraha ihtiyac yok ki zaten, gel tansyonu, diabeti kontrol et en cok olduren bunlar, insanlara dis fircalamayi ogret, asilama yap, anlat, konus ve basarirsin, seninle birlikte ulken de basarir...
Bence sorun doktorlara haksizlik degil bu ikincil problem, asil sorun ucra bolgelere yatirim yapilmamasidir, acaba zamanla sehirlerin gelismesiyle insanlar sehirlere goc eder, o koyler yok olur, vs. o zaman her yer gelismis, heryerde doktor var, heryerde hastane, insanlar saglikli, her hastaya ayri ayri ilaclarin onemini anlatabiliriz, kendimize igne batirmadan rahat bir sekilde hizmet verebilirz... bunlari mi hayal ediyoruz? bizden once hocalarmiz bunlari mi hayal etti? bizden sonra gelenler ne sartlarda calisacaklar.
Hadi arkadaslar canlanin birazcik, burada sizin fikirleriniz onemli, sizin dusunceleriniz, "bir ari tek basina bal uretmez!" derler bizim orda...

Çok güzel bir başlık...

Ülkemizin ihtiyacı var mı ? Bilmiyorum.. Ancak bunu bilirsek , soruna büyük oranda çözüm getirilebilir diye düşünüyorum. İhtiyacımızın olduğunu tespit ettiğimizde de hiçbir şekilde standarttan sapmadan uygulanması lazım. Tabii insani ve makul koşullarda.. Mesela ; 1.Evli bir çifti ayırmadan 2.Ameliyathanesi olmayan bir yere cerrah göndermek gibi bir saçmalığa düşmeden , Röntgen cihazı , usg yokken radyolog göndermeden 3. Beş tane FTR uzmanının olduğu bir yere ihtiyacı yokken altıncıyı da gönderme gafletine düşmeden. 4. Doktoruna kalacak bir lojman sağlama imkanını vererek. 5. Bir insan hayatının ne kadar önemli olduğunun farkında olarak , özellikle yetiştirilmiş bir insanın ne demek olduğunun ....o insanın hayatının hem ülkesi hem de ailesi için ucuz olmadığının farkında olarak..6.kaynakları etkin kullanarak.......... aklıma ilk gelenler..

Hiçbir "dayı" devreye girmeden aklın gösterdiği ölçüler içinde, olması gereken ne ise o yönde hareket ederek ve standardizasyonun iyi bir şekilde sağlanması sonucunda tablonun düzeleceğini düşünüyorum. Ancak tek düşünen ben değilim ki tablo bu..

Gönüllülük esas olmalı . Lakin ihtiyaçlar tabloyu nasıl etkiler onu da kestiremiyorum.
Diğer ülkelerin durumunu değerlendirmek iyi bir fikir.

Zorunlu gzimet hepimizin gorevidir, borcudur, ayni zamanda da bas agrisidir. ulkemizde hala ihtiyaci var mi? Degisiklik olmalimidir? Saglik bakanligin politikasi nasil sizce? Birbirimize herseyin cok kotu oldugunu mizmizlayip durmak yerine bir cozum bulabilirmiyiz? Diger ulkelerde nasil?
Konu oldukca genis lutfen katilalim, bu sitede cok parlak insanlar var, saklanmalim, ortaliga cikalim, fikirleeimizi buraya dokelim. Saygilarimla.