Topic-icon ABD'de yabancı hekimler (IMG) için yerleşilmesi en zor (kompetitif) bölümler hangileridir?

12 years 7 months ago - 12 years 7 months ago #1 by deniz
İmkansız değil..Bu alanlara kabul edilmiş "IMG" ler vardır..
Hiç bir zaman vazgeçmemek çok önemli!! ve tabi öncelikle istemek :) :)
Çalışma temposu hakkında bir şey söyleyemicem..
Kolay gelsin!!

şu linklerdeki başlıkları da inceleyebilirsin

www.usmle.ulascamsari.com/usmerforum/Pla...-zor-mudur.html#7760

www.usmle.ulascamsari.com/usmerforum/usm...ngileridir.html#9013

Sevgiler

Dr.Deniz Doruk

Resident in Psychiatry
Mayo Clinic
Rochester, MN

The following user(s) said Thank You: mor

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 7 months ago - 12 years 7 months ago #2 by mor
Plastik cerrahi ve beyin cerrahisi gibi major cerrahi branşlara yabancı doktorların kabul edilme şansı düşük diye duydum. Ama bu imkansız diye vazgeçmek mi gerekiyor? Bir de bu bölümlerin çalışma temposu Türkiye'deki kadar yoğun ve yorucu mu?

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #3 by iskender86
Aynı kompetitif lik Genel Cerrahi ve özellikle translpantasyon alanında başarılı Genel Cerrahi klinikleri için de geçerli midir?

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago - 12 years 8 months ago #4 by USMER

neurosurgeonhuseyn wrote: Ulas abi sana sorum olacak,amerikada doktorlar ne kadar para kazanir hem asistanlik hem uzman olunca ozellikle de beyin ve kalp damar cerrahlarini soruyorum


Sayın üyemiz "neurosurgeonhuseyn",

USMER olarak düzenin korunabilmesi ve bilgilerin sistematik saklanabilmesi adına forum içinde hemen her türlü konuya ait başlık bulunmaktadır. Lütfen sorularınızı ilgili bölümlerin altına yazmaya özen gösteriniz. "Danışma Alanı" ve "Soru Sorma Alanı" bu açıdan kullanabileceğiniz yerlerdir. Her alanın belirlenmiş kuralları vardır. İlgile bölüme yazmadan önce lütfen açıklamaları okumaya dikkat ediniz. Eğer tam olarak nereye yazacağınızı bilemiyorsanız "Bırakın Dağınık Kalsın" bölümüne yazdığınız takdirde yöneticiler tarafından alakalı yere zaten taşınacaktır.

Saygılarımızla,

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #5 by neurosurgeonhuseyn
Ulas abi sana sorum olacak,amerikada doktorlar ne kadar para kazanir hem asistanlik hem uzman olunca ozellikle de beyin ve kalp damar cerrahlarini soruyorum

Please Log in or Create an account to join the conversation.

  • neurosurgeonhuseyn
  • neurosurgeonhuseyn's Avatar
  • Visitor
  • Visitor
12 years 8 months ago #6 by umc
Girilmesi en zor olan tek bir branşı seçmekten ziyade, değişik sebeplerden girilmesi diğerlerine göre daha zor olan branşları objektif verilerle analiz etmeye çalışıyoruz. Bu objektif veriler içinde rakamlar, direk gözlemler, arz talep dengeleri, pozisyon sayıları gibi değişik parametreler var.

Beyin cerrahisi branş olarak dünyada çok fazla ihtiyaç gösteren dal değildir. Şöyle ki, herhangi bir insanın hayatı boyunca bir beyin cerrahına muayene olma ihtimali tıbbi branşların büyük bir kısmına göre daha düşüktür. Beyin cerrahı olan bir yakın arkadaşım beyin cerrahisini "astronot" luk mesleğine benzetir.Astronotluk örneği biraz olayı karikatürize etmek için, elbette abartılı bir benzetmedir ama olayın anlaşılması açısından güzel bir örnektir. Çok özel bir işle uğraşılmaktadır, çok ince ayar eğitim gerektirmektedir, çok büyük fedakarlıklara ihtiyaç vardır, ancak dünyanın hepi topu kaç astronota ihtiyacı vardır? Doktorlar arasındaki astronotlar da beyin cerrahlarıdır. ABD'de eğitim süresi 7 yıldır, öyle ki bundan daha uzun bir anadal eğitimi yoktur.

Özetlersek, ihtiyaç çok azdır, ABD'de yeterince yetişmiş uzman zaten vardır, bu nedenle her sene en büyük tıp fakülteleri bile 2-3 kişilik kadrolar açarlar. Bu kadrolara da ABD'li mezunların beyin cerrahisi meraklıları kolaylıkla doldururlar. Durum özetle, ABD'nin yabancı beyin cerrahı adaylarına ihtiyacı yoktur, ya da çok azdır. Branşın kompetitifliği buradan kaynaklanmaktadır.

Tıpta branş seçiminde, sadece ABD'de tıpta uzmanlık çerçevesinden bakıldığından görülmeyen başka bir gerçek daha vardır. Hekimler genellikle branşlarını zihinlerindeki imajlarla seçmeye çalışırlar, bu seçimleri yaparken "dünyanın benim yaptığım iş ne kadar ihtiyacı var" sorusunu sormayı genellikle ihmal ederler. Bu soru da branş seçim sürecinde, gerek Türkiye'de gerekse ABD yolunda, mutlaka sorulmalıdır.

neurosurgeonhuseyn wrote: Bence girmesi en zor bolum benim istedigim beyin cerrahisidir?


Dr Ulaş Mehmet Çamsarı

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #7 by neurosurgeonhuseyn
Bence girmesi en zor bolum benim istedigim beyin cerrahisidir?

Please Log in or Create an account to join the conversation.

  • neurosurgeonhuseyn
  • neurosurgeonhuseyn's Avatar
  • Visitor
  • Visitor
12 years 8 months ago - 12 years 8 months ago #8 by umc
Madem ismini verdiniz, o halde konuyu ve söylenenleri bir sistematik olarak irdelemeye devam edelim :

Hocamızın CV sine google'dan ulaştık.

EDUCATION

1992 Hacettepe University School Of Medicine - Turkey
M.D.

RESIDENCIES

1992 - 1996 Ankara University School of Medicine, Ankara, Turkey
Diagnostic Radiology

FELLOWSHIPS

1997 - 1999 University of California, Los Angeles
Pediatric Radiology
1999 - 2000 Northwestern University-Children's Memorial Hospital
Pediatric Vascular and Interventional Radiology
2000 - 2001 University of California, Los Angeles
Diagnostic Neuroradiology

BOARD CERTIFICATIONS

American Board of Radiology
American Board of Radiology with subspecialy certification in Neuroradiology

PROFESSIONAL ASSOCIATIONS / AFFILIATIONS

Radiological Society of North America
Turkish Medical Imaging and Interventional Radiology Society
American Society of Neuroradiology
American Society of Pediatric Neuroradiology


Şimdi görüldüğü üzere, hocamız ABD'de radyoloji uzmanlığı yapmamış (residency).
Radyoloji branşına özgü bir yanyol olan "4 yıl aynı kurumda 'fellow' olarak çalıştıktan sonra radyoloji "board" sınavına "girebilir hakkı kazanbilme" durumunu kullanarak ABD'de radyoloji uzmanlık "board" unu almış görünüyor.

Bu yan yol radyoloji için geçerlidir. Diğer branşlar için geçerli değildir.

Şimdi hocamızın yorumlarına tekrar dönmek istiyorum, kendisinin de bu mesajı görme ihtimalini göz önünde bulundurarak, tüm saygımla şunları söylemek isterim :

1- Kendisi ABD'de "residency" yapmadığı halde, ve bu yolu özel bir durum ile "bypass" yaptığı halde, kendisine danışan bir gence "türkiye'de ihtisas yap, sonra ABD'de tekrarla" diyebiliyor olmasını ben eleştiriyorum ve doğru bulmuyorum.

2-Kendisi ABD'de tıpta uzmanlık süreci sırasında "residency" yolunu hiç yaşamamış birisi olarak kendisine danışan gençlere bu konuda tavsiye vermesi ve USMLE skorları üzerinden spekülasyonlarda bulunması, ve dahası asistan alım süreci ile ilgili bir görevi bulunmamasına rağmen (CV'sine istinaden) programa başvuranların başvuru dosyalarının içeriklerinin tamamına hakimmiş gibi davranmasını ve tavsiye verme çerçevesinde genellemelerde bulunmasını da eleştiriyorum ve doğru bulmuyorum.

Dr Ulaş Mehmet Çamsarı
The following user(s) said Thank You: sultans, Hell_Spawn, in ter, zebir, iskender86

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #9 by iskender86
Correspondence: Dr. Korgün Koral

Department of Radiology

Children’s Medical Center

1935 Medical District Drive
Dallas, Texas 75235, USA

Merak eden arkadaş için correspondence sini yazdım. Ben Korgün hocanın şuan sekreteri olduğum dergide yayınlanacak makalesi üzerinde çalıştım. Ordan tanıyorum.Bölüm kordinatörü değil sanırım...

bozkan wrote: Radyoloji de bölüm kordinatörü olan ve ya yorum yapan bir türk kim imiş merak ettim.
Bence söylediklerinde çok doğruluk payı var .

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #10 by umc
"Bölüm Koordinatörü" diye bir pozisyonda değil, öğretim üyesi diye biliyoruz, iskender'in mesajına göre. Bölüm koordinatörü diye bir pozisyon olduğunu zannetmiyorum. Program Koordinatörü pozisyonundan bahsediyor isen, o kişiler program sekreterleridirler, hekim değildirler ve öğretim üyeleri arasından seçilmezler.

bozkan wrote: Radyoloji de bölüm kordinatörü olan ve ya yorum yapan bir türk kim imiş merak ettim.
Bence söylediklerinde çok doğruluk payı var .


Dr Ulaş Mehmet Çamsarı

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #11 by bozkan
Radyoloji de bölüm kordinatörü olan ve ya yorum yapan bir türk kim imiş merak ettim.
Bence söylediklerinde çok doğruluk payı var .

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago - 12 years 8 months ago #12 by umc
Güzel paylaşımlar, çok stimüle edici, çok teşekkürler.

Hocamızın yorumlarının üzerine nacizane ben de yorumlar yapmak istiyorum.

Pozisyon sayısı ile alınan başvuru sayısı alanın kompetitifliğini göstermez. Neden diyebilirsiniz. Açıklayalım. Bunun sebebi aynı branşa başvuran aday sayısı aynı anda elektronik başvurunun sağladığı imkanlar nedeniyle her yere başvuru yollar. Şayet ERAS'daki başvuruyu 100 yere yollamak sadece bir fare tıklamasına bakar. Bu sebepten 16 kişilik yerde 32 kişilik yer de aşağı yukarı aynı sayıda başvuru alır. Aday havuzu aynıdır. Bu iddiayı bir yaşanmış örneklerle güçlendireyim. Ben radyolog değilim, radyoloji seçme komitelerinde bulunmadım, ama psikiyatristim ve ihtisas yaptığım kurumların birinde (Cleveland Clinic) seçme komitesinde bir yıl aktif çalıştım, diğerinde de (Johns Hopkins Hospital) görüşme komitesinde bulundum. Cleveland Clinic psikiyatri bölümü her yıl 6-7 kişi alır. (ben ordayken böyleydi, son yıl 8 oldu). 6-kişilik yere her yıl ERAS ile gelen başvuru sayısı iklime göre 600-900 arasındadır. Görüşmeye 50 kişi çağırılır. Johns Hopkins'in psikiyatri programı 12-13 kişi alır, oraya yapılan başvuru sayısı da 600-900 arasında iklime göre değişir. Görüşmeye 60-80 kişi çağırılır. Buradan söylemeye çalıştığım, aynı branşta iki ayrı kurum kontenjan sayısı neredeyse yarı yarıya farkederken başvuru sayısı yaklaşıktır. Bu sayıların yüksek olmasının sebebi yabancı başvurulardır, çünkü ABD'de zaten bu sayılara ulaşacak kadar doktor yetişmemektedir. Her iki kurumun farklı kontenjanda olmasına rağmen aldığı yaklaşık başvuru sayısı şöyle açıklanır. Yabancı havuzu belli branşlarda belli kurumlara mutlaka başvurur. A kurumuna başvuran B kurumuna, B kurumuna başvuran da A kurumuna mutlaka başvurur. Başvurular yapılırken kimse kontenjana gçre başvuru yapmaz.

Bu uzun paragrafı neden yazdım, şu söyleyeceğimi destekleyebilmek için :

Radyolojinin kompetitif olduğu iddiasını desteklemek için başvuru sayısı ve kadro sayısını örnek veremeyiz, yukarıdaki uzun açıklamalarıma dayanarak böyle bir fikir yürütmenin yanlış olacağını söylemeye çalışıyorum. Kadro sayısı ile başvuru sayısı oranının malum sebeplerden alanın kompetitifliği ile ilgisi yoktur.

Hocamızın USMLE skorları ile yaptığı yorum ile ilgili olarak :

Hocamız "görüşmeye gelenlerin skorlarının en düşüğün 96 olduğunu" söylemiş. Hocamızın bu görüşmeye çağrılan adayların tümünün USMLE skorlarını bilebilmesi nasıl mümkün olmuştur? Bu komitelerde bizzat çalışmış, süreçlerde bulunmuş birisi olarak, görüşmeye gelen adayların tümünün dosya kayıtlarına ulaşmanın herhangi bir öğretim üyesi için mümkün olmadığını söyleyebilirim. Hocamızın bu bilgilerin tamamına ulaşması için ya program direktörü olması gerekir, ya da yardımcı program direktörü olması gerekir. Seçme komitesi genellikle görüşme komitesinden ayrıdır. Hocamız bir öğretim üyesi olarak ancak sadece görüştüğü kişilerin dosyalarına ulaşabilir. Tüm adayların dosyalarına ulaşmış olmadan bizlere böyle bir istatistik sunamaz. Ancak şunu diyebilir : "kendi görüştüğüm adaylar arasındaki en düşük sınav skoru 96 idi" . O zaman da 120 kişi arasından kaç kişiyle görüştüğü ve bunun tüm görüşmeye gelenlere oranının ne olduğu konusunda irdeleme yapma hakkımız doğar. USMLE sınavları ile ilgili bazı söylentiler, sanki birileri tarafından kasıtlı olarak yayılırmışcasına önü alınamaz derecede yaygındır ve çarpıktır. USMLE sınavları elbette başvurunun bir parçasıdır ve önemlidir. Başvuru dosyası oldukça kalın bir dosyadır ve 10'a yakın değişik belirleyici bu dosyanın değerlendirilmesinde rol oynar. ABD'De uzmanlık başvuru sürecini USMLE sınavları çerçevesinde tartışmak çok vahim bir hata olur, oyunun gerçek kurallarını kaçırmak olur.

Üçüncü olarak hocamızın "ABD'de ihtisas yapmak için önce Türkiye'de ihtisas yap" tavsiyesine katılmam mümkün değildir. ABD'de ihtisas bu kadar evresel bir şekilde elzem bir şey olabilir mi ki Türkiye'de ihtisasa girme hedefi ABD'de tekrarlama hedefi olabilsin. ABD'de ihtisas yapabilmek için feda edebileceğimiz şeylerin bir sınırı olmalıdır, artıları ve eksileri olan bir yoldur, gerçekçi olmayan ve "onurlu" bir ruh taşımayan her yola gözü kapalı girebileceğimizi düşünerek tavsiye verenleri kesinlikle eleştiriyorum. Her işin bir "raconu", bir ahlakı, bir asaleti vardır, olmalıdır. ABD'de ihtisas konusu da buna bir istisna olamaz. Kaldı ki, böyle bir şeye gerek olduğunu iddia etmek de nereden çıkmaktadır? Bizlerm hiç bu yola girmeden direk olarak radyolojiye girmiş bir sürü Türk mezun biliyorken, böyle bir yolu bu işe baş koyan birisine "git türkiye'de yap sonra buraya gel" dememiz hem acımasızdır, hem yanlıştır hem de kendimizi fazla hafife almak olur.


Yukarıdaki yorumlardaki amacımız asla değerli hocalarımızın söylediklerinin tersini söylemek değildir. Yanlış anlaşılmasın. Vurgulamak istediğimiz nokta ABD'de tıpta uzmanlık konusunda her konuda olması gerektiği gibi bir bilim adamı gibi kritik görüş sahibi olmak zorundayız,söylentileri sorgulamalıyız, veri istemeliyiz, çünkü biz yıllar içinde gördük ki söylentiler çoğu zaman gerçekleri yansıtmamaktadır ve bilgi sahibi olmayan insanları yanlış yönlendirmektedir.



iskender86 wrote: Arkadaşlar Radyoloji ile alakalı, Amerikada olan Türk bir hoca ile yazışmamı yayınlıyorum umarım yararlı olur..


' Radyoloji son yillarda iyice kompetetif hale geldi Amerika’da. Biliyorsunuz ihtisas icin USMLE sinavini almak gerekiyor. Bu sene bizim universitedeki 15 pozisyon icin yaklasik 600 kisi basvurdu. 120 kisiye gorusme daveti yapildi. Gorusme daveti yapilanlarin en dusuk puan alaninin puani 96’ydi (en yuksek puan 99). Pek cok iyi universite acikca soylemeseler de ABD’deki Tip fakultesi mezunlarina oncelik taniyorlar. Az da olsa yabanci tip fakultesi mezunu radyoloji ihtisasi yapabiliyor, ama bunlarin hemen hemen hepsi burada ya da uzun sure arastirma yapmis ya da fellowluk yapmis insanlar. Ihtisas sonrasinda yabanci doktorlar icin bir dezavantaj yok. Calisan her yerde takdir ediliyor. Benim size tavsiyem Turkiye’de radyoloji ihtisasi yapmaniz ve ihtisas sirasinda mumkun oldugunca cok yayin uretmenizdir. Boylece daha sonra bir egitim olanagi ciktiginda secilme sansiniz artar. Tabii sinavlarin da gecilmesi gerekiyor.

Umarim sorularinizin bir kismi yanitlanmistir.

Selamlar


Dr Ulaş Mehmet Çamsarı
The following user(s) said Thank You: TANER OZDEMIR, kerim, Hell_Spawn, in ter, iskender86, tulane

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #13 by iskender86
Arkadaşlar Radyoloji ile alakalı, Amerikada olan Türk bir hoca ile yazışmamı yayınlıyorum umarım yararlı olur..


'''Diger konuyla ilgili sorulariniza kisaca cevap vereyim. Radyoloji son yillarda iyice kompetetif hale geldi Amerika’da. Biliyorsunuz ihtisas icin USMLE sinavini almak gerekiyor. Bu sene bizim universitedeki 15 pozisyon icin yaklasik 600 kisi basvurdu. 120 kisiye gorusme daveti yapildi. Gorusme daveti yapilanlarin en dusuk puan alaninin puani 96’ydi (en yuksek puan 99). Pek cok iyi universite acikca soylemeseler de ABD’deki Tip fakultesi mezunlarina oncelik taniyorlar. Az da olsa yabanci tip fakultesi mezunu radyoloji ihtisasi yapabiliyor, ama bunlarin hemen hemen hepsi burada ya da uzun sure arastirma yapmis ya da fellowluk yapmis insanlar. Ihtisas sonrasinda yabanci doktorlar icin bir dezavantaj yok. Calisan her yerde takdir ediliyor. Benim size tavsiyem Turkiye’de radyoloji ihtisasi yapmaniz ve ihtisas sirasinda mumkun oldugunca cok yayin uretmenizdir. Boylece daha sonra bir egitim olanagi ciktiginda secilme sansiniz artar. Tabii sinavlarin da gecilmesi gerekiyor.

Umarim sorularinizin bir kismi yanitlanmistir.

Selamlar
The following user(s) said Thank You: umc, TANER OZDEMIR

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago - 12 years 8 months ago #14 by umc
Tercih edilmiyor diye bir şey yok, kadro çok fazla var, ABD mezunlarının sayısı bu kadroları doldurmaya yetmiyor. Örneğin Cleveland Clinic her eşleştirmede 40 tane dahiliye kadrosu açarken, 2 tane beyin cerrahisi, 4 tane Göz kadrosu açıyor. Aynı oran, pediyatri ve genel cerrahi için de geçerli. Bu alanlarda çok hekime ihtiyaç var, doldurmaya yeterli hekimi ABD yetiştiremiyor. "Ekonomik" derken bu tarz bir ekonomiyi kastettiysen doğru.

Yoksa dahiliye tercih edilmiyor diye bir şey olamaz, örneğin Johns Hopkins Hastanesi'de her yıl 30-40 kişi alır dahiliyeye, bir tanesi bile yabancı mezun (IMG) değildir. Bu işin esası tamamen AMG hekimlerinin tercih dengesi ile belirlenir.

Fırsat bulduğumuz her yerde açıkladık, burada da bir kez daha açıklayalım.

Ferrari araba, neden değerlidir? Sadece iyi araba olduğu için mi? Hayır. Bir sürü iyi araba vardır ama 500 bin dolar değildir. İyi araba yapabilmek için 500 bin dolar masraf etmek gerekir mi? Hayır. Ferrari arabanın üretim maaliyeti 500 bin dolar mıdır? Tabii ki hayır, onda birine bile mal olmaz fabrikaya. Peki nedir Ferrari arabayı bu kadar değerli yapan ve 500 bin dolar etiketle onu sattıran? Sayısının az olması ve az üretiliyor olmasıdır. Dünya üzerinde her yıl milyonlarca toyota corolla üretilirken, bir elin parmakları kadar Ferrari üretilir. (ya da onun gibi bir şey). Böyle bir durumda , Ferrari tüm nicel ve gerçek kalitelerinin ötesinde sadece az olması ile "de facto" bir değer kazanır. (Aynı Lost dizisinde adaya düşenlerin arasında bir omurilik cerrahı olmasının, o adada kendisine de facto bir değer kazandırması gibi, adaya düşenler arasında iki adet cerrah olsa Jack'in değeri de yarıya düşecektir) Ferrarri arabada sırf bu sebeple de değerlidir.Ve bu değeri belirleyen de "zengin tüketicidir". Eğer Ferrariye 500 bin doları kimse vermeseydi, Ferrari araba 500 bin dolara satılamazdı. Benzer bir mantığı AMG ve IMG hekimler arasında kurabilirsiniz.

Zengin tüketici AMG'dir, ve Ferrari alabilir. (Ferrari eşittir = Kadrosu az ya da değerli bir alan)
Fakir ve tutumlu tüketici IMG'dir, Ferrariyi ancak ya 2 saatliğine kiralayabilir, ya da hurdadan çıkma alabilir, ya da piyangodan para çıkması gerekir.

Kadrosu az olan (Ferrari gibi az üretilen) ya da AMG'ler tarafında çok ilgi alan (Zengin tüketicinin ilgisini gören) alanlara girmek zordur.

Olay bu kadar basittir.

TANER OZDEMIR wrote: "Bu olmayacaksa bile dahiliye ihtisası hiç olmazsa bitirilmelidir ve sonrasında başvurulmalıdır." Dahiliye branşı neden amerikan mezunları tarafında tercih edilmiyor ve uluslararası mezunlara peynir ekmek gibi veriliyor. Bence temelde yatan sebep tamamen ekonomik.


Dr Ulaş Mehmet Çamsarı
The following user(s) said Thank You: in ter, zebir

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #15 by TANER OZDEMIR
"Bu olmayacaksa bile dahiliye ihtisası hiç olmazsa bitirilmelidir ve sonrasında başvurulmalıdır." Dahiliye branşı neden amerikan mezunları tarafında tercih edilmiyor ve uluslararası mezunlara peynir ekmek gibi veriliyor. Bence temelde yatan sebep tamamen ekonomik.

Dr.Taner Özdemir

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago - 12 years 8 months ago #16 by umc
Anladım. Yanlış anlamış olabiliriz, hocalarımızın başımızın üzerinde yeri vardır, burda kavramsal konuşuyoruz. Ben zaten senin hocanı dışarda tutup genel yorumlar yaptım.

Yine genel genel yorumlar yapmak istiyorum.

Bir branştan bir başka branşa geçerek hedefe ulaşma konusunda tavsiye verenler arasından bu işi bizzat yapmış ya da yapmaya kalmış olanlar dışında hiç kimsenin söylediği çok fazla dikkate alınmamalıdır. Bu tavsiyeyi veren iyi niyetli olduğundan zerre kadar kuşkum olmadığı hocamızın da ABD'de ihtisas yapmış olmasına rağmen bu konuların detaylarına iyi hakim olmadığı verdiği tehlikeli ve sakıncalı tavsiyelerden anlaşılıyor.(ki bilmek durumunda değildir, bu işlerin inceliklerini her ihtisas yapan bilmeyebilir) . Burada yansıtılanlar hocamızın ifadeleri ise ,gıyabında almış olduğuma izlenime dayaranarak bu hocamızın bu konularda konuşmaktan ve asistanlarını ve öğrencilerini yanlış yönlendirmekten acilen vazgeçmesini diliyorum. Yine özel bir örnekten genele vardım, önemli konulara değinirken kişisel olmadan özel örneklerin cımbızla çekip irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum, tamamen faydalı olabilmek için ve gerçekleri doğru aktarabilmek için.

Söylemek istediğim bazı genel noktalar :

1-ABD tecrübesi olmadan yerleşmenin zorlugu zaten tüm branşlar için genel bir kaidedir, kompetitif bir dalla ilgisi yoktur.

2- ABD'dedeki ihtisas sürecinin işleyişinin esasları açısından, bir alana girip başka bir branşa atlamak kanımca çok yanlış bir stratejidir.

3-ABD'deki mesleki dosya ve yürünen yol son derece titizlikle incelenir. Aslında en çok dikkat edilen noktalardan biri budur. Tutarsızlıklar, yürünen yolda ani alan değiştirme istekleri, mesleki boşluklar ve meslek icra edilmeden geçirilen zamanlar büyük bir dikkat odağıdır. Biz bunlara kısaca "Başvurunun hikayesi" diyoruz. Bu başvurunun "amaç mektubu" (personal statement) kısmında yansıtılır. Başvurunun hikayesi içindeki doğal olmayan ve doğal mesleki gelişimsel atalete aykırı her ani dönüş başvuruyu yaralar ve seçme kurullarındaki "instabilite defanslarını" aktive eder. Bu gibi detaylar değerlendirenlerin gözünden kaçmaz ve bu tip başsuvurlar içerik kalitesi olsa bile, hikaye tutarsızlığı nedeniyle ikinci hatta üçüncü sıraya düşer (tier II candidates).

4-Bırakınız bir branştan diğerine atlamayı, aynı branşta kurum değiştirmek bile çok zordur. Bu tip transferler genellikle olursa da kurum içinde olabilir. Başvurunun hikayesinin çok iyi hazırlanması gerekir. Bu tip geçişlerde, mevcut program şefinin tavsiye mektubu gerekir, bu mektubun verilmesi için onun rızası gerekir. Bu işler çok komplikedir, çok iyi bir mazeret çerçevesinin hazırlanması şarttır. (evlilik, doğal afet, sağlık gibi). Kağıt üstünde olabilse bile dahiliye'den radyolojiye geçiş direk radyolojiye girmekten daha kolay asla değildir. Bu ve bunun gibi komplike durumları bizzat yaşamış ve seçme kurullarında bunları yaşayanların durumlarına şahit olmuş birisi olarak olarak böyle bir stratejiyi kesinlikle önermiyorum.

5-Bir branştan başka bir branşa atlamak yerine, başvurulacak branşa yönelik "hikayenin" güçlendirilmesi, benzer veya yakın bir alanda araştırma yapılması daha doğrudur. Bu olmayacaksa bile dahiliye ihtisası hiç olmazsa bitirilmelidir ve sonrasında başvurulmalıdır. Bu da çok sık kullanılan bir yol değildir, çünkü o seviyeye gelen bir hekim bu ani dönüşü yapmktan çoğu zaman vazgeçer.

Bütün bunların ışığında, özellikle vurgulamak istediğim, bir branşa başvurulacaksa o branşa başvurulmalıdır ve onun "tavında dövülmelidir". Yan ve ilgisiz yollar ABD akademik sisteminde yarardan çok zarar getirebilir ve geri dönülmesi zor akademik "hikaye" komplikasyonlarına yol açabilir.


in ter wrote: Yanlış anlaşılma oldu galiba :unsure: . Bahsettiğim hocam Amerika'da uzmanlık eğitimi almış, bu konuda elinden geldiği kadar istekli olanlara yardım eden değerli bir hocamızdır. Belki de demek istediğini ben yansıtamadım. Söylediği competetive olarak değerlendirilen bir dal olması sebebiyle ilk match de hiçbir Amerika tecrübesi olmadan yerleşmenin çok zor olacağı, bu yüzden boş vakit geçirmeyip dahiliye gibi bir programa yerleşip oradan radyolojiye geçmenin uygun olacağıydı. Ben dahiliye yapmak istemediğim için diretince o da için cidiyetini belirtmek üzere söylemiştir. Kendisinne saygısızlık etmem istemem ama ben radyolojiye girmek konusunda hala ciddiyim. :)


Dr Ulaş Mehmet Çamsarı
The following user(s) said Thank You: in ter

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #17 by in ter

umc wrote: Bunu bir hoca nasıl söylüyor ben anlayamıyorum. Nasıl ve hangi bilgiye dayanarak böyle bir yorumda bulunuyor, kendisini anlamakta zorlanıyorum. Çok üzülerek söylüyorum ki, hocamızı dışarda tutabildiğim kadar tutmak isteyerek, bu zihniyetle öğrencileri ve asistanları yarım bilgileriyle yönlendiren çok sayıda hekim vardır. Bunların bir kısmı da ne yazık ki ABD'dedir. Şahsımı bu işlere sokan bu tip zat-ı muhteremlerdir.

Radyolojiye eşleşmek imkansız falan değildir, ABD'deki radyoloji asistanlarının ciddi bir bölümü yabancıdır, AMA'nın istatistiklerinden bakabilirsiniz, bazı üniversitelerde (Detroit Wayne State gibi) neredeyse tamamen yabancıdır. (büyük bir kısmı Arap) Sadece USMER / USMLETurk ekibi olarak bizlerin bildiği 2002'den beri radyolojiye eşleşen bir sürü hekim vardır. Bizlerin bilmediği de bir o kadar daha mutlak vardır.

Bu yapıştırdığınız istatistikler, eşleşme sonucu istatistikleridir, eşleşme sonrasını kapsamaz. Eşleşenlere bakmaktan ziyade açılan kadrolar üzerinden yorum yapmak daha sağlıklıdır. Bir çok program eşleşmede yüksekten oynayıp sonradak doldurma yoluna gidebilir. Ayrıca bu kadrola ilan edilen kadrolardır. Örneğin 10 kişilik yeri olan bir program 5 kişiyi önceden doldurabilir, 5 kişi kadro ilan edebilir. Bir başka nokta da dışardan alacağı kişiler daha çok yabancılar ve vizeliler olur. Bunlar bu istatistiklerde görünmez.Bir diğer nokta da burda bildirilen kadrolara oranla kaç kişinin alındığına bakılması gerektiğidir. Bu sene az kadro verilebilir gelecek sene değişebilir, bunlar ihtiyaçlara göre belirlenir. Bunları senelerdir yaşayarak görüyoruz, bu tip kurullarda insanların nasıl eşlediklerini, nasıl kararlar verdiklerini ben şahsen yaşadım. Bu rakamları dikkatli okuyunuz. Moralinizi bozmayınız.


"İmkansız" diye yorum yapanların önemli bir kısmı, ne yazık ki bu işten hiç anlamayan kişilerdir. Bunların bir kısmı hayatları boyunca ABD'de kongreler dışında bulunmamışlardır. Bir de bunların ABD'deki versiyonları vardır ki onlar daha tehlikelidir. Moral bozarlar, insanların yollarından çevirirler, konunun esaslarına ilişkin bilgileri ve tecrübeleri olmadan, ABD'de uzmanlık olayını bir imaj ve etiket çerçevesinde algılarlar.


in ter wrote: İmkansız demeyelim lütfen...Bu kelimeyi sevmiyorum. En son bir hocam sağolsun dedi ki: 'Ben sana radyolojiye girmen zor demiyorum, imkansız diyorum. Ben ciddiyim.' Ben de: 'Ben de ciddiyim' dedim.
İlk senede beklemiyorum ama seneye inşallah...Hocam da iyi niyetli şimdi, gir iki sene dahiliye yap sonra başvur diyor.
Bence hiçbir dal için imkansız diye bir şey yok. Eğer isteniyorsa olacaktır...


Yanlış anlaşılma oldu galiba :unsure: . Bahsettiğim hocam Amerika'da uzmanlık eğitimi almış, bu konuda elinden geldiği kadar istekli olanlara yardım eden değerli bir hocamızdır. Belki de demek istediğini ben yansıtamadım. Söylediği competetive olarak değerlendirilen bir dal olması sebebiyle ilk match de hiçbir Amerika tecrübesi olmadan yerleşmenin çok zor olacağı, bu yüzden boş vakit geçirmeyip dahiliye gibi bir programa yerleşip oradan radyolojiye geçmenin uygun olacağıydı. Ben dahiliye yapmak istemediğim için diretince o da için cidiyetini belirtmek üzere söylemiştir. Kendisinne saygısızlık etmem istemem ama ben radyolojiye girmek konusunda hala ciddiyim. :)
The following user(s) said Thank You: umc

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago - 12 years 8 months ago #18 by umc
Bunu bir hoca nasıl söylüyor ben anlayamıyorum. Nasıl ve hangi bilgiye dayanarak böyle bir yorumda bulunuyor, kendisini anlamakta zorlanıyorum. Çok üzülerek söylüyorum ki, hocamızı dışarda tutabildiğim kadar tutmak isteyerek, bu zihniyetle öğrencileri ve asistanları yarım bilgileriyle yönlendiren çok sayıda hekim vardır. Bunların bir kısmı da ne yazık ki ABD'dedir. Şahsımı bu işlere sokan bu tip zat-ı muhteremlerdir.

Radyolojiye eşleşmek imkansız falan değildir, ABD'deki radyoloji asistanlarının ciddi bir bölümü yabancıdır, AMA'nın istatistiklerinden bakabilirsiniz, bazı üniversitelerde (Detroit Wayne State gibi) neredeyse tamamen yabancıdır. (büyük bir kısmı Arap) Sadece USMER / USMLETurk ekibi olarak bizlerin bildiği 2002'den beri radyolojiye eşleşen bir sürü hekim vardır. Bizlerin bilmediği de bir o kadar daha mutlak vardır.

Bu yapıştırdığınız istatistikler, eşleşme sonucu istatistikleridir, eşleşme sonrasını kapsamaz. Eşleşenlere bakmaktan ziyade açılan kadrolar üzerinden yorum yapmak daha sağlıklıdır. Bir çok program eşleşmede yüksekten oynayıp sonradak doldurma yoluna gidebilir. Ayrıca bu kadrola ilan edilen kadrolardır. Örneğin 10 kişilik yeri olan bir program 5 kişiyi önceden doldurabilir, 5 kişi kadro ilan edebilir. Bir başka nokta da dışardan alacağı kişiler daha çok yabancılar ve vizeliler olur. Bunlar bu istatistiklerde görünmez.Bir diğer nokta da burda bildirilen kadrolara oranla kaç kişinin alındığına bakılması gerektiğidir. Bu sene az kadro verilebilir gelecek sene değişebilir, bunlar ihtiyaçlara göre belirlenir. Bunları senelerdir yaşayarak görüyoruz, bu tip kurullarda insanların nasıl eşlediklerini, nasıl kararlar verdiklerini ben şahsen yaşadım. Bu rakamları dikkatli okuyunuz. Moralinizi bozmayınız.


"İmkansız" diye yorum yapanların önemli bir kısmı, ne yazık ki bu işten hiç anlamayan kişilerdir. Bunların bir kısmı hayatları boyunca ABD'de kongreler dışında bulunmamışlardır. Bir de bunların ABD'deki versiyonları vardır ki onlar daha tehlikelidir. Moral bozarlar, insanların yollarından çevirirler, konunun esaslarına ilişkin bilgileri ve tecrübeleri olmadan, ABD'de uzmanlık olayını bir imaj ve etiket çerçevesinde algılarlar.


in ter wrote: İmkansız demeyelim lütfen...Bu kelimeyi sevmiyorum. En son bir hocam sağolsun dedi ki: 'Ben sana radyolojiye girmen zor demiyorum, imkansız diyorum. Ben ciddiyim.' Ben de: 'Ben de ciddiyim' dedim.
İlk senede beklemiyorum ama seneye inşallah...Hocam da iyi niyetli şimdi, gir iki sene dahiliye yap sonra başvur diyor.
Bence hiçbir dal için imkansız diye bir şey yok. Eğer isteniyorsa olacaktır...


Dr Ulaş Mehmet Çamsarı
The following user(s) said Thank You: sultans, Emre

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #19 by Hell_Spawn
Amerikada esas olarak vatandaşlık değil de, tıp eğitiminin orada alınıp alınmadığı kıstasına bakıldığını düşünürsek, tabloya göre radyolojiye 9 img girmiş, demek ki girilebiliyor..

Önemli olan, hedefi önceden belirleyip, bu hedef doğrultusunda doğru yerlerde doğru zamanlarda bulunarak doğru kişilerle temas kurmak gerekli, gerisi gelecektir..

bozkan wrote: radyolojiye yerlesmek imkansiz mi o zaman


Ali Murat Pussane

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #20 by in ter
İmkansız demeyelim lütfen...Bu kelimeyi sevmiyorum. En son bir hocam sağolsun dedi ki: 'Ben sana radyolojiye girmen zor demiyorum, imkansız diyorum. Ben ciddiyim.' Ben de: 'Ben de ciddiyim' dedim.
İlk senede beklemiyorum ama seneye inşallah...Hocam da iyi niyetli şimdi, gir iki sene dahiliye yap sonra başvur diyor.
Bence hiçbir dal için imkansız diye bir şey yok. Eğer isteniyorsa olacaktır...

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #21 by bozkan

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago #22 by Hell_Spawn
Daha güzel bir tablo:

2010 yılına ait match istatistikleri..US IMG kısmına yıldız koymuş aldığım yer, ancak biz Non-US IMG'yiz..


Ali Murat Pussane

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago - 12 years 8 months ago #23 by Hell_Spawn
Aşağıdaki tablo sorunuza net bir cevap verecektir:

Yıllara göre programların kabul ettiği img sayıları ve toplam yüzdelik dilim içerisindeki oranları, branş branş ayrılmış vaziyette..

Örnek vermek gerekirse, tüm başvuran img lerden kabul olanların %38,9'u dahiliyeye girmiş..


Ali Murat Pussane

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
12 years 8 months ago - 12 years 8 months ago #24 by bozkan
Amerika da IMG ler icin en zor match olunan bolum cerrahi branslar midir\kabul orani yuksek branslar nelerdir

Please Log in or Create an account to join the conversation.

More
Time to create page: 0.322 seconds